Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe’de, “Valiler Toplantısı”nda konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstişare gereklidir. Hiçbir zaman ihmal etmeyeceğiz. Yönetim mevkiinde olan herkesin yapması gereken bir işlev. Bir süredir ülkemiz bu coğrafyadaki bin yıllık varlığı ve bekası açısından tarihinin en kritik süreçlerinden birini yaşamaktadır. 2’nci bir kurtuluş savaşı verdiğimiz bir zaman diliminin tam ortasındayız. Türkiye, içeriden ve dışarıdan kuşatılmaya çalışılıyor. Ülkemiz tıpkı pençeleri sökülmüş bir aslan gibi ehlileştirilmek, boyunduruk altına alınmak isteniyor. Eski o pısırık Türkiye’ye alışmış olanlar, iddialı, vizyoner ve güçlü bir ülkeyi, güçlü bir Türkiye’yi hazmedemiyorlar” diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye’nin “alan el” durumundan “veren el” durumuna gelmesinin birilerinin kabusu olduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Uluslararası toplantılarda dahi şu anda Amerika’dan sonra dünyada en az gelişmiş ülkelere destek noktasında, donörler toplantısında birinci sırada Amerika gözüküyor fakat milli gelire oranla baktığımızda birinci sırada Türkiye. Asla bunu toplantılarda dile getirmezler, bunu konuşmazlar, en fazla desteği veren ülke Türkiye’dir demezler, Arakan’da, Suriye’de böyledir demezler, sadece kendi aramızda birebir görüşmeye başladığımızda, ‘Ya gerçekten çok büyük yük çekiyorsunuz orada.’ derler. Avrupa Birliği’nde de bu böyledir, sözü verirler ondan sonra sözün de arkasında durmazlar, çünkü bunlar dürüst değildir, bunların hayatları yalandır. Hiçbir zaman bunlardan biz dürüstlük görmedik. Öyle veya böyle biz inandığımız yolda kararlı bir şekilde yürüyeceğiz, çünkü bu milletin şahsı manevisinde bu vardır. Türkiye’nin bağımsızlığına leke sürdürmeme kararlılığı, evet birilerini ciddi olarak rahatsız ediyor.”
ABD ile Türkiye arasındaki vize gerginliğine ilişkin Erdoğan şu ifadeleri kullandı: “İşte son dönemdeki ABD ile Türkiye arasındaki vize gerginliği bunun en güzel ifadesidir. Çok açık net konuşuyorum; bu olayı ortaya çıkaran buradaki bir büyükelçidir. ABD’nin, Türkiye gibi bir stratejik ortağını bir kendini bilmez büyükelçiye feda etmesi kabul edilemez. Bizim buna evet dememiz mümkün değil. Dışişleri Bakanıma onu söyledim, ‘Onların gönderdiği metnin kelimesi kelimesine aynısı onlara iade edeceksiniz’ dedim. Aynı şekilde uygulamayı biz de başlatacağız. Ve 2 saat içinde biz de onlara başlattık.
Erdoğan, “Bunlar Sırbistan’ı falan AB arka kapısı gördüğü için ‘Türkiye buralara uzandı he, olmaz böyle şey. Buna karşı da bazı tedbirler geliştirmemiz gerekir’ anlayışın içindeler. Biz yolumuza devam edeceğiz. Sırbistan Cumhurbaşkanı’nın kabinesi ile bizi karşılaması ezberleri bozan bir girişimdir. Novi Pazar’a gidişimiz halkla kaynaşmamız birilerini rahatsız etmiştir. Dünya barışı için de bunu yapmaya mecburuz. Ülkemizin bu yükselişini durdurmak için ülkemize yönelik çok yönlü kirli bir plan uyguluyorlar. Bu planın içinde ekonomik tetikçilik var. Mezhep ve etnik temelli kışkırtmalar, terör örgütlerine sahip çıkma var. Bu kanlı oyunun içinde figüran olarak FETÖ, PKK, DEAŞ, DHKP-C, gibi kanlı çeteler var. Medya manipülasyonları şahsıma, hükümetimize, devletimize yönelik itibar suikastları da var” diye konuştu.
Erdoğan, “Benim kendi bankamın müdür muavinini hiçbir suçu olmadan tutuklayacaksın. Öbür yandan vatandaşımı hiçbir şey ortaya koymadan 2 yıl oldu alacaksın. Yargılayıp itirafçı olarak kullanmak isteyeceksin. Benim korumalarıma tutuklama kararı çıkartacaksın. Sonra eyalet polisi bunlar diyeceksin. Ne olursa olsun. Koskoca Amerika’sın. Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanının adeta terör örgütleri mensupları rahatsız ediyorsa bu ülkenin vatansever evlatları da orada onları engellemek isterken kalkıp bizim evlatlarımızı tutukluyorsun, PKK teröristlerini birkaç gün sonra serbest bırakıyorsun. O evlatlarımız hala içeride. Demokrasi bu mu ya? Kendilerini bunu söyleyince talimatlar verildi diyorsun. Biz de talimatları verdik. Biz talimatımızı şu anda yargı sürecinde olana değil onun dışında olanlara verdik” açıklamasında bulundu.
Erdoğan, “Eğer, koskoca ABD’yi Ankara’daki büyükelçi yönetiyorsa yazıklar olsun. Çünkü takınılan tavır aslında budur. ‘Sen benim stratejik müttefikime böyle davranamazsın demeleri’ lazımdı. Ama bunu diyemediler. Bu yanlış bu büyükelçiden gelmiştir. Büyükelçi hükümetim adına bunu attım diyorsa dışişleri ve sayın başkan da bunu savunuyorsa kusura bakmasınlar biz de aldığımız kararın sonuna kadar arkasındayız” dedi.
(DHA,AA)