11. Hukuk Dairesi 2011/4365 E. , 2013/45 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Hasımsız olarak görülen davada … Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29/12/2010 tarih ve 2010/501-2010/416 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 14.10.2010 tarihinde yağan şiddetli yağmur sebebiyle müvekkilinin faaliyette bulunduğu plazanın bodrum katını yağmur ve kanalizasyon suyu bastığını, tüm Ticari defterlerin kullanılamaz hale geldiğini ileri sürerek, zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davacının Ticari defterlerini hiçbir önlem almadan faaliyet gösterdiği dört katlı plaza binasının diğer katlarının müsait olmasına rağmen, yol seviyesinden 80 cm kot farkı bulunan zemin bodrum katta plastik kasalar içerisinde muhafaza etmesinin mutad ve olağan olmadığı, davacının Ticari Defter ve belgelerini basiretli bir tacir gibi saklama ve özen borcunu yerine getirmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, 6762 sayılı TTK’nun 68/son maddesine dayalı olarak açılan zayi belgesi istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile dava reddedilmiş ise de, her somut olayın özelliğine göre mülga TTK’nın 68. maddesi hükümlerinin değerlendirilmesi gerekir. Davacının, su baskınından kısa süre önce … tarafından incelenen Ticari defterlerini kendisi tarafından kullanılan binanın bodrum katında saklamış olması her zaman basiretsiz davranmış olduğu şeklinde yorumlanamaz. Davacı taraf, incelemesi tamamlanan defterlerin plastik kasalarda bodrumda geçici olarak bulundurulduğunu, muhasebeci tarafından yerlerine yerleştirilecek iken su baskınının meydana geldiğini savunmaktadır. Bu itibarla, mahkemece defterlerin zayi olup olmadığı değerlendirilerek neticesine göre bir hüküm kurmak gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 07.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.