T.C
YARGITAY
5.CEZA DAİRESİ
ESAS NO.2012/7527
KARAR NO.2012/8180
KARAR TARİHİ.11/07/2012
”…Adli görevi ihmal suçundan sanık İ… O.’nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 257/2, 62, 52. maddeleri gereğince 1.500 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair, Muğla Sulh Ceza Mahkemesinin 08/02/2012 tarihli ve 2011/375 Esas, 2012/103 sayılı Kararının;
Muğla Sulh Ceza Mahkemesince, şirket yetkilisi olan sanığın Yatağan Asliye Hukuk Mahkemesince yazılan müzekkerelere cevap vermemek suretiyle adli görevi ihmal suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 332. maddesinde yer alan “Suçların soruşturma ve kovuşturması sırasında Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından yazılı olarak istenilen bilgilere on gün içinde cevap verilmesi zorunludur. Eğer bu süre içinde istenen bilgilerin verilmesi imkânsız ise, sebebi ve en geç hangi tarihte cevap verilebileceği aynı süre içinde bildirilir.” şeklindeki düzenleme karşısında kamu görevlisi olmadığı anlaşılan sanığın eyleminin adlî görevi ihmal veya görevi ihmal suçu oluşmayacağı gözetilerek beraetine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkümiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 09/05/2012 gün ve B.03.0.CİG.0.00.00.04-105-48-3183-2012/8169/27545 sayılı Kanun yararına bozmaya atfen C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:
CMK’nın 332. maddesinde ?suçların soruşturma ve kovuşturması sırasında C.Savcısı, hakim veya mahkeme tarafından? istenilen bilgilere cevap verilmemesi halinin 5237 sayılı TCK’nın 257. maddesine aykırılık oluşturacağının öngörülmesi, somut olayda bilgi isteyen makamın Yatağan Asliye Hukuk Mahkemesi olması hususları nazara alındığında sanığa yüklenen suçun oluşmayacağı ve bu itibarla kanun yararına bozma isteminin yerinde olduğu, ancak 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 15/3. maddesinin bir fiil hem kabahat, hem de suç olarak tanımlanmış ise, sadece suçtan dolayı yaptırım uygulanabileceğini, suçtan dolayı yaptırım uygulanamayan hallerde kabahat dolayısıyla yaptırım uygulanabileceğini öngördüğü, sanığın eyleminin müzekkereye cevap vermemek suretiyle emre aykırı davranış niteliğinde bulunduğu gözetilmeden yazılı biçimde 5237 sayılı TCK’nın 257/2. maddesi uyarınca mahkümiyetine karar verilmesi, yasaya aykırı olduğundan hükmün CMK’nın 309/4-d maddesi gereğince BOZULMASINA, sanığın eyleminin karşılığı olan 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 32. maddesi uyarınca 100 TL. idari para cezası ile cezalandırılmasına, infazın bu miktar üzerinden yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 11/07/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.