Erdoğan’ın bu açıklamasının, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilan edilen olağanüstü hal kapsamında, “Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu”nun askıda olduğu dönemde gerçekleşmesi dikkat çekti. Erdoğan, dün televizyonda canlı olarak katıldığı programda Hollanda’nın başta Aile Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’ya yönelik muamelesi olmak üzere, Türk bakanlara yönelik yaklaşımını eleştirerek, şöyle dedi;
“Bunların yaptığının ne AB muktesebatına ne Venedik hiç bir yana, ne İnsan Hakları neyannamesine, hiç bir yere uymaz. Bunlar hukuk tanımazdır. Bunlar işlerine geldiği zaman kendilerine göre uluslararası hukuktan bahsederler. Biz bunları AİHM’de de yaşamadık mı? Şimdi göreceksiniz, AİHM’e de gideceğiz. Bütün bakan arkadaşlarımızın hepsi, gerekli yerlere müracaatlar yapacaklar. Ben verilecek kararı da şimdiden biliyorum. Ama biz gerekeni yapacağız. Biz yapalım, onlar bildiklerini okusunlar. Ha ondan sonra biz de bildiğimizi okuyacağız. Türkiye güçleniyore artık. Bize o kadar güçlenemez diyorlar. Biz de diyoruz ki güçleneceğiz.”
ERDOĞAN’IN “VENEDİK KOMİSYONUNA ATIFTA BULUNDUĞU GÜN, VENEDİK KOMİSYONU TÜRKİYE KONUSUNDAKİ EN SERT RAPORU YAYINLADI
Erdoğan’ın konuşmasında, Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi çerçevesinde kurulmuş Venedik Komisyonu’na da dikkat çekti. Ancak Erdoğan’ın, Hollanda’nın yaptıklarının “Venedik kriterlerine de uymadığını” söylediği gün, Venedik Komisyonu da Türkiye raporunu açıkladı.
Avrupa Konseyi’nin anayasa reformlarını incelemekle görevli Venedik Komisyonu Türkiye’deki siyasi duruma ilişkin raporda, ülkenin “demokratik sisteminin dramatik bir biçimde gerilediği ve otokratik, tek adam rejimi yolunda olduğu” saptaması yer alıyordu. Raporda, olağanüstü hal kapsamında çıkarılan KHK’lar da sert ifadelerle eleştirilmişti.
Komisyon raporunun sonuç bölümünde, “Siyasi özgürlüklerin yoğun bir biçimde sınırlandırılmış olması, anayasa referandumu için gerekli olan demokratik çerçevenin oluşmasını kesinlikle engelliyor” ifadesi kullanılıyordu.
Komisyon bu gerekçelerle Ankara’nın referandumun olağanüstü hal uygulaması kaldırılıncaya kadar ertelenmesini ya da siyasi özgürlüklerin budanmasına son verilmesini talep ediyordu. (Sözcü)