T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2015/3735
KARAR NO: 2018/394
KARAR TARİHİ: 30.1.2018
BANKA TARAFINDAN KONUT KREDİSİ KULLANILDIĞI İÇİN YAPILAN ” HAYAT SİGORTASINDA” POLİÇE TANZİM TARİHİNDE HEPATİT B OLAN SİGORTALININ BU DURUMU SİGORTACIDAN SAKLAMASI.
ÖZET:Hayat sigortası… konut kredisi kullanıldığı için yapılan “Hayat Sigortası”nda poliçe tanzim tarihinde Hepatit B olan sigortalının bu durumu sigortacıdan saklaması sebebiyle tazminatla sorumlu olup olmadığı..
T.T.K’nın 1435 vd. maddelerinde, sigortalının kasıtlı olarak sağlık durumunu gizlemesi haricinde eğer sigortacının sorumluluğunu ağırlaştıran ve daha fazla prim almasını gerektiren bir halin varlığında ise teminatın indirilmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgulara göre bu hastalık belirtilmesi halinde ödenmesi gereken prime göre proporsiyon hesabı yapılarak tazminat hesabının yapılması gerektiği.
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili; müvekkilinin babası…’nun 22.11.2011 tarihinde vefat ettiğini, ölmeden önce 13.09.2010 tarihinde 120 ay vadeli konut kredisi kullandığını, kullanılan kredinin Finans Emeklilik ve Hayat Sigortası A.Ş. tarafından sigortalandığını, murisin ölümü ile geride tek mirasçı olarak oğlu ….’nun kaldığını, murisin ölümünün sigorta şirketine ihbar edildiğini ancak, sigorta şirketi tarafından murisin sağlık beyanı formunda mevcut hastalığını beyan etmediği ve bu hastalığından vefat ettiği belirtilerek herhangi bir ödeme yapılmayacağının bildirildiğini, fazlaya dair haklar da saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL alacağın reeskont faizi ile birlikte, müvekkilinin babası tarafından ve kendisi tarafından ödenen kredi taksitlerine istinaden şimdilik 5.000,00 TL’nin reeskont faizi le davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, sigortalının ölmeden önce ölümüne neden olan kronik hepatit tanısı ile KC Kistik hastalığının olduğunun tespit edildiğini, bu sebeple müvekkili şirketin sigorta ettiren Finansbank A.Ş’ye gönderdiği 23.01.2012 tarihli yazı ile uzun süreli kredi grup hayat sigortası başvuru ve sağlık beyan formunda hastalığını beyan etmediği, etmiş olsa idi sigorta kapsamına alınamayacağı yahut başvurusunun ret edileceği gerekçesi ile vefat sebebiyle herhangi bir tazminat ödenmesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının babası murisin ölümünün hepatocellüler carsinom hastalığı sonucu olduğu, ölümüne neden olan hastalığın tanısının sözleşme tarihinden 9 ay sonra konulduğu, bu sebeple ölüm ile matbu sözleşmedeki hastalıklar arasında illiyet bağı olmadığını, davacının murisin sigorta sözleşmesi kurulurken, kendisine sigorta öncesi beyan yükümlülüğünün çerçevesinde sorulan sorularda hastalıkla ilgili bir husus olmadığını, sözleşme sırasında ortaya çıkan hastalığı da murisin bilme imkanı olmadığını, dolayısıyla geçerli sigorta sözleşmesine binaen davalının davacıya sigorta sözleşmesinden doğan tazminatı ödemekle yükümlü olduğundan bahisle 15.000,00 TL’nin 23.01.2012 tarihinden 35.433,00 TL’nin ıslah tarihi 22.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı sigorta şirketi vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-)Davacıların murisi …. ile davalı sigorta şirketi arasında konut kredisi sözleşmesi kapsamında hayat sigorta poliçesi tanzim edildiği iddiasıyla eldeki dava açılmış, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, poliçe tanzim tarihinde Hepatit B olan sigortalının bu durumu müvekkilinden saklaması sebebiyle tazminatla sorumlu olmayacaklarını ileri sürmektedir.
Dosya içeriğinden, davacıların murisine Hepatit B tanısı 31.03.2010 tarihinde konulduğu, poliçenin ise 20.09.2010 tarihinde düzenlendiği, 22.11.2011 tarihinde ise sigortalının hepatocellüler carsinoma hastalığından öldüğü anlaşılmaktadır. Ancak mahkemece alınan bilirkişi raporunda Adli Tıp Uzmanı, hastalığın öneminin tıp eğitimi almamış bir insanın kavramasının beklenmeyeceği, bu hastalığın normal seyrinde gelişimi halinde, kronik hepatit B hastalığının hepatocellüler carsinoma dönüşümünün 20-30 yıl sürebileceği gibi bu riskin %0,5 ila 3 gibi düşük ihtimal dahilinde belirtilmiştir. Bu halde sigortalının hastalığını davalı sigorta şirketinden kasten sakladığı ispat edilmemiştir. Öte yandan, sigorta sözleşmeleri karşılıklı güven esasına dayanan ve beyana göre düzenlenen sözleşmelerdir. Hayat sigortası yapılması sırasında geçirilen veya teşhis edilen bir hastalık var ise bunun bildirilmesi iyi niyetin gereğidir. T.T.K.’nın 1290.maddesi ve 6102 Sayılı T.T.K’nın 1435 vd. maddeleri ise sigortalının kasıtlı olarak sağlık durumunu gizlemesi haricinde eğer sigortacının sorumluluğunu ağırlaştıran ve daha fazla prim almasını gerektiren bir halin varlığında ise teminatın indirilmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgulara göre bu hastalık belirtilmesi halinde ödenmesi gereken prime göre proporsiyon hesabı yapılarak tazminat hesabının yapılması gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte belirtilen nedenlerle, davalı sigorta vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istenmesi halinde temyiz eden davalıya iadesine, 30/01/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.