İdari Yargı Yerlerinde kazanılan davalar, masraf ve vekalet ücreti ile asıl alacağın tahsili yöntemi:
İdari Yargı Yerlerinde kazanılan davalarda, masraf ve vekalet ücreti ile asıl alacağın tahsili için önce idareye başvuru şartı bulunmaktadır. Bu başvuru üzerine 30 gün içinde idare ödeme yapmadığı takdirde, genel hükümlere göre alacağın tahsili cihetine gidilebilmektedir. Yani, İİK hükümleri uyarınca icra takibi yapılabilmektedir. Bu konudaki mevzuat hükmü ile Yüksek Yargı kararları aşağıda sunulmaktadır.
YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN
Kanun No. 6352 Kabul Tarihi: 2/7/2012
“MADDE 58- 2577 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin (2) ve (6) numaralı fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“2. Konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri, davacının veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren, birinci fıkrada belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yatırılır. Birinci fıkrada belirtilen süreler içinde ödeme yapılmaması halinde, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur.”
“6. Tazminat ve vergi davalarında idarece, mahkeme kararının tebliğ tarihi ile ödeme tarihi arasındaki süreye 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesine göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanacak faiz ödenir. Ancak mahkeme kararının davacıya tebliği ile banka hesap numarasının idareye bildirildiği tarih arasında geçecek süre için faiz işlemez.”
MADDE 59- 2577 sayılı Kanunun 31 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “işlemlerde” ibaresi “işlemler ile elektronik işlemlerde” şeklinde değiştirilmiştir.”
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun karar sonuçlarını düzenleyen 28. maddesinin 1. fıkrası ise şöyledir:
“Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak [b]otuz günü geçemez. Ancak, haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar hakkında bu kararların kesinleşmesinden sonra idarece işlem tesis edilir.”
İLGİLİ YARGITAY KARARLARI:
YARGITAY 8. Hukuk Dairesi
2016/21948 E.
2017/191 K.
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Borçlu vekili, müvekkili İdare aleyhine 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28/2 maddesindeki prosedüre uyulmadan takip başlatıldığını ileri sürerek takibin iptalini talep etmiştir.
Alacaklı vekili takip tarihinin 05.03.2012, İYUK 28/2 maddesinin yürürlük tarihinin 05.07.2012 olduğu, yasal düzenlemeden önce ilamlı icra takibine başlandığı, yasalarda yapılan değişikliklerin geriye yürüyemeyeceği sebebi ile şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece boçlu idareye başvuru yapılmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmiş hüküm alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İYUK 28/2 maddesinde “Konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri, davacının veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren, birinci fıkrada belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yatırılır. Birinci fıkrada belirtilen süreler içinde ödeme yapılmaması halinde, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda, takip tarihinin 05/03/2012, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28/2 maddesindeki değişiklik tarihinin ise 02/07/2012 olduğu dikkate alındığında, takip tarihindeki yasal mevzuat gereği takipten önce borçlu idareye başvuru zorunluluğunun olmadığı, bozmadan sonraki ilama dayanılarak yenileme emrinin gönderilmesinin borçluya yeni bir şikayet hakkı vermeyeceği nazara alınarak, Mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ: Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 29,20 TL peşin harcın temyiz edene iadesine, 16.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2015/1065
K. 2015/8515
T. 16.4.2015
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Şikayet eden borçlu vekili İcra Mahkemesi’ne başvurusunda; 2577 sayılı Kanun’un 28/2. maddesi gereği alacaklılar vekilinin Bakanlıklarına 28/04/2014 tarihinde tebellüğ edilen 23/04/2014 tarihli dilekçesi ile alacaklarının ödenmesini talep ettiğini, ancak ödeme için gerekli belgelerin dilekçe ekinde sunulmadığından eksikliklerin giderilmesi için şifahi olarak ve 06/05/2014 tarihinde de ekte sunulan dilekçe ile kendisinden talep edildiğini, eksik belgelerin 08/05/2014 tarihli dilekçe ile Bakanlıklarına sunulduğunu, icra takibini başlatabilmesi için İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. maddesi gereğince bir aylık süre içerisinde ödeme yapılmamış olması gerektiğinden alacaklı vekilinin bu sürelere uymayarak 04/06/2014 tarihinde başlatılan icra takibinin iptali talep etmiştir.
Mahkemece; alacaklı vekilinin ilk müracaatının 28/04/2014 ( idarenin tebellüğ tarihi ) olduğu, ancak eksik belgelerin alacaklı vekili tarafından 08/05/2014 tarihinde kuruma ulaştırdığı, oysa ki alacaklı vekili İYUK 28/2 gereği mahkeme kararındaki alacak miktarını 30 günlük yasal süreyi beklemeden 04/06/2014 tarihinde takip başlattığından takibin iptaline karar verilmiştir. Hüküm alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
Alacaklı vekilince 2577 sayılı Yasa gereği idareye ödeme talebi için 28/04/2014 tarihinde başvurusu neticesinde idare tarafından 06/05/2014 tarihinde serbest meslek makbuzu ile aslı gibidir onaylı vekaletname örneğinin eksik olması sebebi ile bu belgelerin istenmiş olduğu anlaşılmıştır.
6352 sayılı Yasa’nın 58. maddesi ile Değişik 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28/2. maddesi “… Konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri, davacının veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren, birinci fıkrada belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yatırılır. Birinci fıkrada belirtilen süreler içinde ödeme yapılmaması halinde, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur…” hükmünü içermektedir.
Anılan Yasa maddesine göre İdareye yazılı olarak başvurulması yeterli olup, bu başvurunun yapıldığı taraflar arasında ihtilaf konusu değildir. İhtilaf, icra takibine geçilmeden önce yazılı başvuru dışında ayrıca alacaklı vekilinin ilama konu alacağın ödenmesi için serbest meslek makbuzu ibraz etmesinin zorunluluk olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Bu konuda 2577 sayılı Yasa’nın 28. maddesinde özel bir düzenleme bulunmadığından ilamın takibe konulması için anılan makbuzun ibrazına ilişkin sürecin beklenmesine gerek yoktur. Bu durumda Mahkemece, idarenin 30 günlük yasal ödeme süresi borçlu idareye ilk başvuru tarihi 28/04/2014 itibariyle geçtiğinden şikayetin reddi yerine kabulü ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. ( HMK m. 297/ç ) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 16.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi
Esas No:2015/21227
Karar No:2016/550
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Borçlu vekili, 2577 sayılı Kanun’un 28/2. maddesi gereğince alacaklılar vekilinin, 09/01/2015 tarihli dilekçe ile alacaklarının ödenmesini talep ettiğini, ancak ödeme için gerekli belgelerin dilekçe ekinde sunulmadığını, eksikliklerin giderilmesi ve serbest meslek makbuzunu eklemesinin 15.01.2015 tarihli dilekçe ile talep edildiğini, icra takibini başlatabilmesi için İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. maddesi gereğince, bir aylık süre içerisinde ödeme yapılmamış olması gerektiğinden alacaklı vekilinin bu sürelere uymayarak başlattığı icra takibinin iptalini talep etmiştir.
Mahkemece; borçlu idarenin alacaklı vekilinden eksik belgeler ile serbest meslek makbuzu eksikliğini gidermesini istediği ancak alacaklı vekili tarafından olumlu veya olumsuz bir cevap verilmediği idarenin muallakta kalarak sürenin dolmasında kusurlu bulunmadığından, takibin iptaline karar verilmiş, hüküm alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
Alacaklı vekili 2577 sayılı Kanun’un 28. maddesi doğrultusunda ödeme için banka hesap numarasını bildirmek üzere Bakanlığa başvurmuş yasal süre içerisinde ödeme yapılmaması üzerine icra takibi başlatmıştır.
6352 sayılı Yasa’nın 58. maddesi ile Değişik 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28/2. maddesi … Konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri, davacının veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren, birinci fıkrada belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yatırılır. Birinci fıkrada belirtilen süreler içinde ödeme yapılmaması halinde, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur…” hükmünü içermektedir.
Anılan Yasa maddesine göre İdareye yazılı olarak başvurulması yeterli olup, bu başvurunun yapıldığı taraflar arasında ihtilaf konusu değildir.
İhtilaf, icra takibine geçilmeden önce yazılı başvuru dışında ayrıca alacaklı vekilinin ilama konu alacağın ödenmesi için serbest meslek makbuzu ibraz etmesinin zorunlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Bu konuda 2577 sayılı Yasa’nın 28. maddesinde özel bir düzenleme bulunmadığından ilamın takibe konulması için anılan makbuzun ibrazına ilişkin sürecin beklenmesine gerek yoktur. Bu durumda Mahkemece, idarenin 30 günlük yasal ödeme süresinin başlangıç tarihi 09/01/2015 olup, 30 günlük ödeme süresi geçtikten sonra takip başlatıldığından, şikayetin reddi yerine kabulü ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMKnun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27,70 TL peşin harcın istek halinde davalılara iadesine, 20/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.