İstanbul’da görülmekte olan davada hem ilginç, hem de kamu düzeni anlamında yerinde bulunan bir karara imza atıldı. Olayda bir gariban günahsız bir şekilde ölmüştü. Kimsesiz olan ve kağıtçı Erdal olarak bilinen, gerçek adının da Ergün Öztay olduğu belirtilen şahıs, caddeden normal bir şekilde yürümekte iken, her hangi bir olayla da ilgisi olmadığı halde bir kurşunun iasabet etmesi ile hayatını kaybetti. Ceza davasında ne bir yakını, ne de bir avukat müdahil olmadı. Maktül’ün bir yakını da ortaya çıkmadı. İşte bu denli çok vahim bir hikaye.
Ancak, konumuz daha çok olayın hukuki boyutu ile ilgili, Olaydan sonra tutuklanan 4 sanık hakkında dava açıldı ve “olası kasıtla öldürme”, “olası kasıtla yaralama”, “kasten öldürmeye teşebbüs” suçlarından müebbet hapis cezası istendi.
Gazete Habertürk’ten Serdar Kulaksız’ın haberine göre şüphelilerden Ferhat E.’nin ağabeyi Askeri E., tanık olarak verdiği ifadesinde, sanıklardan Hamdullah B. ile Ferhat E. arasında alacak verecek meselesi olduğunu belirterek, olayın bundan kaynaklandığını ancak çatışmayı görmediğini anlattı. Sanık Hamdullah B. ise suçlamaları kabul etmedi ve “Yüzleri maskeli olan şahıslarca bize doğru ateş edildiğini görünce 3-4 el ateş ettim” diye konuştu. Diğer sanıklardan Raşit K. da, tarafları barıştırmak için olay yerine gittiğini, silahının bulunmadığını söyledi. Tüm sanıkların silah kullandıklarını belirterek, birbirlerini hedef alarak ateş ettiklerini ifade eden mahkeme, olay sırasında hangi silahı hangi sanığın kullandığını,
Kâğıtçı Erdal’ın kimin silahından çıkan kurşunla öldüğünün belirlenemediğini kaydetti. Mahkeme, sanıkların cadde üzerinde karşılıklı ateş etmeleri nedeniyle başkalarının da yaralanıp ölebileceklerini öngördüklerini, aynı zamanda olası kasıtla da hareket ettiklerini belirterek, sanıkların “olası kasıtla öldürme”, “olası kasıtla yaralama” ve “kasten yaralamaya teşebbüs” suçlarından cezalandırılmalarına karar verdi.
Mahkeme, sanıkların karşılıklı ateş etmeleri sonucu Öztay’ı olası kastla öldürme suçunu işlediklerini belirterek, suçun işleniş biçimi, meydana gelen zarar, hakkaniyet kurallarına uygun olması ve cezaların şahsileştirilmesi prensibinden hareketle sanıkların ayrı ayrı 16 yıl 8 ay hap is cezasına çarptırdı. Mahkeme ayrıca, İbrahim D.’nin yaralanması suçundan sanıkları 10 ay hapis, silahlı eylemlerinden dolayı da kasten yaralamaya teşebbüs suçundan 3 ay 22 gün hapis cezasına da çarptırdı. Mahkeme, firari Şengay K.’nın dosyasını ayırdı.
Çatışmada hayatını kaybeden kâğıt toplayıcısı Ergün Öztay’ın ise kimsesiz olduğu duruşma sürecinde ortaya çıktı. “Kâğıtçı Erdal” olarak bilinen Öztay’ın davasını ne avukat ne de bir yakını takip etti. Öztay’ın fotoğrafı bile bulunamadı.
FAİL BELLİ DEĞİLSE MÜŞTEREK CEZA VERİLEBİLİR
Ceza Hukukçusu Av. Ertuğrul BAYRAM’a konu sorulduğunda , verilen cezayı ve konuyu şöyle yorumlamıştır: “ Ceza tayininde taksirli suçlar vardır. Ancak, taksirli suçlarda da bilinçli taksir ile olası kast olarak tanımlanan durumlar da söz konusudur. Bilinçli taksire örnek olarak, yayalara yeşil ışık yanarken, kırmızı ışıkta geçmeyi gösteren Bayram, burada bilinçli bir durum söz konusudur. Kırmızı ışıkta geçildiğinde bir yayaya çarpılacağı bilinir. Dolayısı ile bir anlamda taksirin nitelikli hali diyeceğimiz bilinçli taksir oluşur. Ceza da önemli ölçüde artar. Kırmızı ışıkta geçme ya da benzer olaylarda olası kast unsuru da tartışılmak gerekir. Kağıtçı Erdal olayında ise, gelişigüzel şekilde cadde de kurşunların sıkılmasının, ya da hasımlar da olsa cadde de kurşun sıkılmasının olayla hiç ilgisi olmayan kişileri öldürebileceğini veya yaralayabileceğini insanlar bilirler, bilmek zorundadırlar. Bunu rağmen cadde de kurşun sıkılması gerçekleşmişse; olası kasttan ceza verilmesi gerekir. Mahkeme failleri tek tek belirleyememiş. Bunun üzerine olaya karışan tüm kişilerin doğal olarak olası kastla hareket etttiği nedenine dayanmıştır, faiillerin eylemde birilerinin ölebileceğini veya yaralanabileceğini öngörmeleri gerektiğini Mahkeme kabul etmiş. Faili belli olmayan olaylarda mahkeme olaya karışanları müşterek olarak cezalandırması yerinde bir karardır.”