Perşembe Günü Gelen Yıkım Kararı!
15/10/2020 Perşembe saat 11.45’te elden yapılan tebliğ içeriğinde, 19/10/2020 Pazartesi günü yıkım için gelineceği, üç katlı ve 1100 metrekare alanlı binanın 19/10/2020 Pazartesi sabah 9.00’a kadar boşaltılması da yazıda ihtar edilmiştir.
Yıkımın gerçekleşeceği saat ile yazının tebliği ile arasındaki süre yazının tebliğ olduğu Perşembe günü öğleden sonra “4” saat ve ertesi Cuma günüdür. Herhangi bir mahkemeden yıkım konusundaki idari işlemin, “yürütmesinin durdurulması” şeklinde karar alınamadığı takdirde yıkım kaçınılmazdır.
Çünkü: idari kararlar alındıkları anda etki doğurmaya başlayan, hukuka uygun oldukları varsayılan ve kendiliğinden icrai kabiliyete sahip olma özelliğine sahip kararlardır. Bu durum “hukuka uygunluk karinesi’nden de yararlanmak” olarak ifade edilir. “Hukuka Uygunluk Karinesi”nin dayanağı da; idareler tarafından yapılan işlemlerde iradenin açıklanması bir “devlet yetkisi” olması ve kendine özgü kural ve usullere göre yapılmasıdır. Bu nedenle, idarenin yaptığı işlemler, aksi kanıtlanıncaya kadar hukuka uygun kabul edilir. Elbette tanımlar “hukuka uygun” ve kurallara uygun işlemlerin yapılması kabulüne dayanmaktadır. Kimi zaman “kamu yararına aykırı” ve takdir yetkisinin keyfi kullanımları da söz konusu olabilmektedir. “Hukuka Uygunluk Karinesi”nden yararlanan ancak “hukuka aykırı” olan kararlar ise “aksi kanıtlanarak” yargı kararı ile iptal edilmek ve yürütülmesinin de tedbiren yine yargı kararı ile durdurulması ile mümkün olabilmektedir.
“Yıkım kararı” tebliğinin akabinde aynı gün (Perşembe) öğleden sonra “yürütmenin durdurulması” talepli dava açılır. Şunu hemen ekleyelim. İptal davası açıldığında re’sen “yürütmenin durdurulması” da söz konusu olmayıp, mutlaka talep gerekmektedir.
Perşembe günü mesai bitimine iki saat kala dava açılır. Aynı gün doğal olarak bir inceleme söz konusu olmaz. Cuma günü öğleye kadar bir netice yoktur. Yıkım için sadece Cuma günü öğleden sonrası, yani yarım günlük bir süre kalmıştır. Mesai bitmeden kısa bir süre önce, UYAP üzerinden “yürütmenin durdurulması” kararı sistemden okunur. İdari işlemin uygulanması halinde telafisi imkansız zararlar doğacağından ve idari işleminde hukuka aykırılığı dikkate alınarak, “yürütmenin durdurulması” kararı verilmiştir. Yargılama sürecektir. Bu karar bir tedbir niteliğindedir. Ancak, önemli husus, “hukuk devleti”, “hukukun üstünlüğü” ve “idarenin yargısal denetim” imkanıdır. Sözün özü ‘Hukukun üstünlüğü’ ve ‘demokratik hukuk devleti’nin tüm kurum ve kuralları ile yaşatılması ‘adalet’ ve ‘refah’ devletinin temel gereğidir”