Bana “o öldü” deyince hayretler içerisinde kaldım. Çünkü henüz kırklı yaşlardaydı ve hiçbir sağlık sorunu da yoktu. Ancak önce şüpheli, sonra da sanık olmuştu. Ceza davası ise karar aşamasındaydı. Ceza davası dışında bir başka hukuk davası da dolaylı olarak aleyhine sonuçlanmıştı.
Öldü mü? Diye tekrar sordum. Ceza davası nedeniyle yaşadığı ağır stres ve müşteki dışındaki diğer sanıkların da ağır baskısı muhtemeldir ki, bu sonucu tetiklemiştir.
Olay neydi, konuştuğum kişi müşteki ve davacıydı. Ölen kişiyi ve suç örgütü içinde olan diğer dört kişiyi şikayet etmişti. Fakat savcılık soruşturmasında ceza davası açılınca şikayet edilmemiş olmasına rağmen sanık sayısı bir fazlalaşmıştı. Aslında müştekinin karşılaştığı ve kendisine karşı yapılan dolandırıcılık eylemi aynı merkezli farklı kişilerle dört farklı şekilde ve çok ciddi boyuttaydı.
Ölen kişiye ise müşteki, aldığı borç nedeniyle 10.000 Liralık senet vermişti. Borcunu ödemesine rağmen ölen kişi senedi yırttım diyerek vermemişti. Sonrasında bu rakamın önüne 7 rakamı ilave edilip senet 710.000 TL olarak icraya konulmuştu. Senette ölen kişinin lehtar veya hamil olarak ismi de yoktu. Yine müştekiye farklı şekilde bir kumpas kuran ve yaklaşık ve haksız 1.000.000 TL civarında bir rakam talep eden grup senedi almış, üç farklı cirodan sonra senet icraya konmuştu. İşte bu şikayetteki kişilerden ve senedin ilk verildiği kişinin öldüğünü henüz geçtiğimiz hafta öğrenince garip duygular yaşadım.
Büyük bir ihtimalle diğer sanıklarla ifadeleri son derece çelişkili olduğundan diğer sanıkların da ağır baskısı ile mahkemenin de korkusu içerisindeydi. Kendisi doğru söylemiyordu elbette. Ama diğerlerinin yalanlarıyla ölen bu sanığın yalanı da paralel değildi.
Ölmekle bu sanık yönünden dava böylece düşecek, bu sanık yönünden dosya kapanmış da olacaktı. Neyse ki, doğru olmayan beyanlar, diğer sanıkların tamamen yalan beyanlarıyla da çelişmekte, diğer sanıkların ceza almaları da neredeyse kuşkusuzdu. Ama ibret ve insan zekasına neredeyse hakaret gibi düşünülen diğer sanık beyanlarını bir başka günlükte trajikomik bir örnek olarak aktaracağım….
T.C.K.64
Sanığın veya hükümlünün ölümü
MADDE 64. – (1) Sanığın ölümü hâlinde kamu davasının düşürülmesine karar verilir. Ancak, niteliği itibarıyla müsadereye tâbi eşya ve maddî menfaatler hakkında davaya devam olunarak bunların müsaderesine hükmolunabilir.
(2) Hükümlünün ölümü, hapis ve henüz infaz edilmemiş adlî para cezalarını ortadan kaldırır. Ancak, müsadereye ve yargılama giderlerine ilişkin olup ölümden önce kesinleşmiş bulunan hüküm, infaz olunur.