.....Alıp Götürürler
Avukatın Günlüğü

.....Alıp Götürürler

 

                                          ALIP GÖTÜRÜRLER

                 

                Bana geldiğinde kendisi menfi tespit davası açmıştı. Yani hakkında yapılan icra takibine karşı borçlu olmadığının tespiti (saptanması) için dava açmıştı. Traktörüne haciz konmuş, evine haciz gitmişti. Uzun uzadıya hiç dinlemedim. Gidip dosyalarının tümünün fotokopilerini alarak getirmesini istedim.

                Dosyayı incelediğimde, son derece yetersiz, eksik bir dava açtığını tespit ettim.

                Kısaca, kendisi emlakçılık yapan borçlu gözüken (davacı)   (önemli bir markanın bayisi ve bu arada ikinci el araçların da satıcısı olan) bir büyük şirket sahibine çok değerli araziler bulmuş ve O’na astronomik ölçüde kazançlar sağlamıştı. Tanışma ve o zaman şartlarında dostluk denilebilecek bir bağ sağlamışlardı aralarında...

                Bunun üzerine kendisine de bir araba almak ister. Oradan bir araba beğenilir ve araç alınır. Aracı da arkadaşı ile birlikte teslim alırlar. Ankara’nın güneyinde bir köy iken, arazisi çok değerlenen ve Çankaya İlçesine bağlanan mahallelerine aracı arkadaşı kullanmak suretiyle gelirler.

                Arabayı uzun bir süredir  kullanmaktadır, rutin bakımlarını yaptırır, kimi trafikte cezalarla karşılaşır ve öder. Borcu da kısmen ödemektedir. Bu arada borcu biraz aksatmıştır. Aracın onlarca katı kar sağladığından, belki de bir müddet idare edileceğini düşünmektedir. İşte böyle bir anda hacizle karşılaşır verdiği senet icraya konulmuştur.

                Senedin araba için  olduğuna dair bir belge de almamıştır. Haciz sırasında ve sonrasında borcun yaklaşık yarısının biraz üzerinde ödeme de yapmıştır.

                Halen de bölümler halinde ödemeler yapmakta iken, birden icra memurları gelirler ve arabasını fiili hacizle alır götürürler. Bu sefer alacaklı ve vekili farklıdır. Durum şöyledir. Aracın trafikte adına kayıtlı olan şahsın borcundan dolayı araç üzerine haciz konulmuş, daha sonra da yakalama kararı çıkarılmış ve araç yakalanıp götürülmüştür.  Çünkü aracı satın alıp, teslim almasına rağmen, noter satışı yapılmayıp trafikte de alıcı adına tescil yapılmamıştır. Satıcı muhtemelen kendini emniyete almıştır. Borç bitmeden devrini sağlamamıştır. Satıcı da kendi  üzerine önceden almamıştır. Çünkü oto ana bayileri araç satarken, yeni araç alanların kısmi borcuna mahsuben eski araçlarını almakta, eski aracı ise farklı kişiye satacaklarından, eski aracın sahibinden sadece satış vekaleti almakta ve bu işten de yeni bir (kayıt dışı) kazanç da elde etmektedirler.

                İşte bu olaylardan sonra hem yarıdan fazla para ödenmiş, hem de araç gittiğinden, borçlu olunmadığının tespiti için dava açılmıştır.

                Ama ortada bir senet vardır. Başkaca da bir delil yoktur. Senetle illetten (sebepten) bağımsız ödeme vasıtası olduğundan, senedin varlığı ve alınış nedeninin gösterilmesi zorunluluğu da bulunmamaktadır. Dosyayı inceledikten sonra, sadece “bu dava bu şekliyle kaybedilir” dedim. Buna rağmen ısrarla yardımcı olunması istenildiğinden, kimi açıklamalar sunduk, dosya bilirkişiye verildi, çok anlamsızdı, bilirkişi icra dairesinin normalde yaptığı işlemi yaptı. Gerekçeler, iddia ve savunmalar üzerinde hiç durmadı, borç yarıdan fazla ödenmiş olmasına rağmen, bilirkişi raporunda aracın alınması vs hiç dikkate alınmadığından, mevcut borç (ödemelere rağmen) asıl borç miktarı aşmıştı.

                Kendisine davanın kesin kaybedileceğini, Mahkemenin ısrarımıza rağmen tanıkta dinlemediğini, tek bir yol denenebileceğini söyledim. Bir ipucu vereyim, ortada bir dolandırıcılıkta vardı. Dava lehe döndü. O kısmı yeni bir avukatın günlüğünde paylaşmak üzere, 

Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Avrupa Konseyi’nden Osman Kavala Kararı
Avrupa Konseyi’nden Osman Kavala Kararı
Benzin ve Motorin Fiyatlarına Zam
Benzin ve Motorin Fiyatlarına Zam