İBRET!
Davalı tarafın (mutlak haksız olduğu), hiç takip etmediği önemli sayılabilecek büyüklükteki bir dava istenilse “6” ayda neticelenebilirdi.
Ama, maalesef, bu dava iki yıldan fazla sürdü. Yatırılan teminatın değeri düştü. Mahkeme, önce, vergi dairelerinden tüm bilgileri sordu, resmi belgeler, irsaliyeli faturalar ile Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (BA), Mal ve/veya hizmet satışlarını İlişkin Bildirim Formu (BS) formlarının tümü resmi olarak mahkemeye ulaştı.
Yani, herşey apaçık ortadaydı.
Davalının İstanbul’da oluşu nedeniyle, bilirkişi incelemesi için dosya İstanbul’a gönderildi. Orada davalı şirkete muhtıra gönderildi. Muhtırada “…2016 yılı ticari defter ve belgeleri ibraz etmeniz, ibrazında güçlük var ise inceleme yapılacak adresi ve defterleri zimmetinde bulunduran kişinin adı ve adresi ile iletişim bilgilerini 2 haftalık kesin sürede mahkemeye vermeniz, verilen sürede defterlerin ibraz edilmemesi ve aynı sürede delilleri ile birlikte ibraz edilmemesi hakkında kabul edilebilir biz mazeret gösterilmemesi durumunda HMK 220/3 md uyarınca ticari kayıtların içeriği konusunda karşı tarafın delil ve beyanlarına itibar edilebileceği ihtar olunur.” denildi.
Karşı taraf defterleri ibraz etmedi. Ankara’da tekrar bilirkişi incelemesi yaptırıldı. Davalı şirket adres değiştirdi. Bu durumda yeni adres bildirilmeyince, T.K.’nun 35. Maddesine göre tebligat yapılacak iken, Mahkeme aylarca adres araştırdı. Rapor tebliği edildi, davalının itiraz süresinin dolmasına iki gün kalmıştı, bu iki gün için kısa bir duruşma günü verilsin istemine karşılık üç ay duruşma ertelendi. Yani, hem teminat eridi, hem haczedilen mallar üç yıla yakın depoda bekledi. Empatiyi, geciken adaleti düşününüz.
Karar çok geç yazıldı.Tebliğ oldu. Kesinleşme şerrhinin karara yazdırılması neredeyse bir hafta sürdü. Bu kez teminatın ve gider avansının iadesine sıra gelmişti. Birkaç kez dilekçe yazıldı. Mahkeme ile görüşüldi. Bir ay sonra verileceği, söylenildi.
Ama, bu hukuka uygun değildi, altı gün boyunca her gün dilekçe verildi. En son, paranın “Adli Yargı Adalet Komisyonu’ndan isteneceği yazılınca, paranın Mahkemeden alınması için uyap sistemine yazı konuldu. Bu da doğru değildi, çünkü banka hesabı bildirimişti, hesaba yatması gerekiyordu. Uyap’ta görülen ve ısrarla hesaba gönderilmek yerine, mahkemede paranın verilmek istenmesi üzerine aynı gün aşağıdaki dilekçe gönderilince, para hemen hesaba aktarıldı.
En son Mahkemeye gönderilen yazı:
ANKARA …..ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NE
DOSYA NO: ……..
DAVACI : ………
VEKİLLERİ : ………….
DAVALI : ……….
KONU :TEMİNATIN İADESİ HAKKINDA MEVZUAT SUNUMU.
AÇIKLAMALAR :
BUGÜN SABAH UYAP ÜZERİNDE YAPTIĞIMIZ İNCELEMEDE ALTINCI KEZ YAZDIĞIMIZ YAZI SONRASINDA KİMİ GİDER AVANSLARININ BİZZAT AV. …….’E ÖDENMESİ ŞEKLİNDE KARAR GÖRMEKTEYİZ.
ŞAŞIRDIK!
ANKARA’DA SON AYDA BİR İLK KEZ BÖYLE BİR DURUMLA KARŞILAŞTIK.
ZATEN BU YEDİNCİ DİLEKÇEMİZ İLE DE İFADE EDİYORUZ. EĞER KONU HAKKINDA, BUGÜN İTİBARI İLE BİR MEVZUAT DEĞİŞİKLİĞİ OLMADI İSE PARA İBAN NUMARASINA AKTARILMAK ZORUNDADIR.
BU NEDENLE KONUNUN GÖZDEN GEÇİRİLMESİNİ, İBAN HESABINA PARA AKTARILMASINI TALEP EDİYORUZ.
KALDI Kİ, ALTINCI KEZ YAZMAMIZ ÜZERİNE, SADECE GİDER AVANSI İADESİ NİHAYET YAPILMAK İSTENMEKTE, BU DA USULE, USUL EKONOMİSİNE, VERİMLİLİĞE, H.M.K’YA VE NEREDEYSE MAHKEMELERİN TÜMÜNÜN UYGULAMASININ AKSİ BİR TUTUMLA YAPILMAK İSTENMEKTEDİR. BU DURUMDA YA BİR MEVZUAT DEĞİŞİKLİĞİ VARDIR (BİLMEDİĞİMİZ), YA DA YİNE BİZİM BİLEMEDİĞİMİZ, ANLAM VEREMEDİĞİMİZ BİR DURUM VARDIR. BU SEKİZİNCİ YAZIMIZA MEVZUAT HÜKMÜNÜ EKLİYORUZ.TEMİNATIN VE GİDER AVANSININ İBAN HESABINA İADESİ İÇİN BUGÜN ADLİ YARGI ADALET KOMİSYONUNA BAŞVURULACAKTIR.
SAYGILARIMIZLA, 28.09.2018 …………….
Gider avansı ile teminatın yatırılacağı hesap numarası:
T.VAKIFLAR BANKASI T.A.O.
İBAN: ………..
NOT: TEMİNAT VE GİDER AVANSI İADESİ HAKKINDA MEVZUAT
Tebliğ: Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesi
Tebliğ Yıl/No: 2012/
Kurum: Adalet Bakanlığı
R.G. Tarihi: 02.10.2012
R.G. No: 28429
Gider avansının iadesi
MADDE 5 – (1) Gider avansının kullanılmayan kısmı hükmün kesinleşmesinden sonra davacıya iade edilir. Davacı tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle yapılır. Hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilir.