ADNAN OKTAR’IN KANALINA CEZA
Üst Kurul ayrıca, dini konularda kendini rol model olarak sunan ve kamuoyunda “Adnan Hoca” olarak tanınan Adnan Oktar’ın sahibi olduğu, dini içeriği bulunduğu iddia edilen bir programda dansöz oynatılması üzerine A9 kanalına para cezası uygulandı.
Ceza, 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesindeki “Toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz.” ve “…çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz.” ilkelerini ihlalden verildi.
Adnan Oktar Kimdir
Adnan Oktar ve ekibinin ABD’de bilim çevrelerinde itibarı olmayan IRC (İnstitute for Creation Research) tipi yaratılışçılık ve sonrasında geliştirilen “akıllı tasarım” akımları ile bağlantılı olduğu ve referans vermese de onlardan kopya aldığı ifade edilmektedir.
Adnan Oktar’ın Harun Yahya takma ismiyle yazıp ilim çevrelerine ve değişik ülkelere gönderdiği kitaplarında başvurduğu yöntemler ve değerlendirmeler akademisyenler tarafından tepki çekmektedir;
Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ergi Deniz Özsoy’un ifadeleri: “O atlasın içinde bilim insanlarının ya da bilim eğitimi alan insanların ciddiye alacağı hiçbir şey yok. Daha önce başka yerlerde yayınlanmış fosillerden özenle çekilmiş fotoğraflar var içindeki metinler son derece gülünç, herhangi bir bilimsel bilgi aktarmıyorlar.”
ODTÜ Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aykut Kence’nin ifadeleri: “Adnan Oktar’ın ne paleontoloji’de ne de biyoloji’de bu konularda söz söylemesine izin veren ne bir diploması ne de bir yetkinliği vardır. İçindeki desteksiz savları güzel resimlerle donatıp her tarafa dağıtmak bana en azından son derece gülünç geliyor.
Richard Dawkins “Yaratılış Atlası” isimli kitapta sergilenen nesnel yanlışlıkları ortaya koyarak şu soruyu sormaktadır: “Bu kitabın pahalı ve ışıltılı üretimiyle içeriğin “nefes kesen anlamsızlığı”nı bağdaştırmakta aciz kalıyorum. Acaba gerçekten anlamsızlık mı, yoksa basit tembellik mi — ya da çoğunlukla Müslüman yaradılışçılar olan hedef kitlenin cehalet ve aptallığının alaycı farkındalığı mı?
Adnan Oktar ve ekibinin yaratılış ve evrim ile ilgili iddiaları için yazdığı Yaratılış Atlası isimli kitabına çok sayıda akademisyen bilim insanının katıldığı bir çalışmanın ürünü olan 450 sayfalık “Harun Yahya Safsatası ve Evrim Gerçeği” isimli bir kitap ile cevap verilmiştir.
Oktar askere sevk edilmek istenmiş, 1993 yılında Eskişehir Hava Hastanesi’nden aldığı “askerliğe elverişli değildir” raporuyla askerlikten muaf tutulmuştur. Oktar, paranoid şizofreni hastası olduğuna dair yedi farklı hastaneden rapor almıştır. Adnan Oktar Vekili Avukat Kerim Kalkan ise Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nin raporunu dayanak göstererek, Adnan Oktar’ın ruh sağlığına ilişkin iddiaların gerçek dışı olduğunu iddia etmiştir.
Adnan Oktar 18 Ağustos 2000 tarihinde bedelli askerlikten yararlanarak, öngörülen bedeli ödemiş ve askerlikten terhis edilmiştir.
Adnan Oktar hakkında, İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından kokain kullandığı iddiasıyla 10 Temmuz 1991 tarihinde dava açılmıştır. Açılan davada “delillerin şüpheli olduğu” ve “şüphelerin sanık lehine yorumlanması gerektiği” ilkesi uyarınca Yargıtay yolu açık olmakla birlikte 22 Şubat 1994 tarihinde beraatine karar verilmiştir.
12 Kasım 1999 tarihinde içlerinde Adnan Oktar’ın da bulunduğu, Bilim Araştırma Vakfı’na (BAV) mensup 85 kişi gözaltına alındı. Bir haft aya yakın bir süre İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde tutulan BAV mensupları, kendilerine bu süre içerisinde çok ağır fiziksel baskılar uygulandığını, önceden hazırlanmış bazı ifadelerin kendilerine zorla imzalatıldığını iddia ettiler. Adnan Oktar BAV operasyonu sonrasında dokuz ay cezaevinde tutulmuştur. Çete oluşturmak ve tehditle menfaat sağlamak suçlamasıyla cezaevinde tutulan Adnan Oktar ve Ferit Develioğlu, müştekilerin çoğunun Emniyetteki baskı sonucu şikayetçi olmak zorunda kaldıklarını söylemeleri üzerine İstanbul DGM’de görülen duruşma sonunda tahliye edildiler.İddialara göre gözaltına alınanların ailelerine, BAV yöneticilerinden şikayetçi olmaları şartıyla yakınlarının serbest bırakılacağı söylenmişti.[kaynak belirtilmeli]
BAV operasyonunun gece yarısı gerçekleştirilmesi ile ilgili eleştiriler üzerine dönemin İçişleri Bakanı Saadettin Tantan, “Her şey kurallara göre yapılmıştır. Olay yargıya intikal etmek üzeredir. Onun için bu aşamada bir açıklama yapmayacağım. Şu kadarını söyleyeyim, Adnan hocanın yakalanması Apo’nun yakalanması kadar önemli. Bu adam, Apo kadar tehlikeli birisi.” açıklamasını yapmıştır.
Adnan Oktar ve bir grup müridi hakkında açılan “çıkar amaçlı örgüt kurma” davası, 24 Kasım 2005 tarihinde, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı ile, zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle düşürülmüştür.Bununla birlikte Yargıtay 8. Ceza Mahkemesi sonradan bu kararı bozmuştur.Bozma kararı neticesinde, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi Oktar hakkında yurtdışına çıkış yasağı getirmiştir. Nisan 2008’deki duruşmada ise savcı Orhan Erbay, Adnan Oktar’ın da aralarında bulunduğu sanıklar hakkında beraat istemişti.[40] 9 Mayıs 2008’de Adnan Oktar, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, “çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve yönetmek” suçundan 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Oktar ile 17 sanığın yargılandığı davayı karara bağlayan İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Adnan Oktar’ı “çıkar amaçlı örgüt kurmak ve yönetmek” suçundan lehine olan yeni TCK’nın 220. maddesinin birinci fıkrası uyarınca üç yıl hapis cezasına mahkûm etti. Mahkeme heyeti, “adı geçen örgütün organize bir şekilde mahkemeyi baskı altında tutmak ve yargılamayı engellemek için görsel ve yazılı basına ilanlar verdiğini belirterek, mahkeme başkanı Salih Öztürk ve üye hakim Nuran Yalınbaş’a hakaret ve iftirada” bulunduklarını bildirdi. Mahkeme heyeti ayrıca, Oktar’ın fiilinden sonraki davranışları esas alınarak TCK’nın 62. maddesinde öngörülen indirimin uygulanmasına yer olmadığına hükmetti.
1986 yılında Adnan Oktar “Yahudilik ve Masonluk” adlı kitabını yayınladı. Bu kitapta Oktar, Türkiye’deki Yahudilerin ve masonların amacının, –kendisine göre “çarptırılmış Tevrat”ta da belirtildiği üzere– Türk halkının ruhânî, dînî ve ahlâkî değerlerini erozyona uğratmak ve onları birer hayvana döndürmek olduğunu iddia etti.Yahudi ve masonların materyalist nedenlerle, evrim teorisini, dinsizliği ve ahlaksızlığı topluma empoze etmeye çalıştıklarını öne sürdü.
Bu kitabın yayımlanmasından kısa süre sonra Adnan Oktar tutuklandı ve hapse atıldı. Daha sonra Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne transfer edildi. Burada 19 ay boyunca gözetim altında tutuldu.
1995’te BAV “Soykırım Yalanı” adlı kitabı yayımladı.Bu kitap geniş yankılar uyandırdı. Kitapta, Holokost olarak bilinen “Yahudi Soykırımı’nın yaşanmadığını, Yahudilerin, Almanların yenilmesi ile sonuçlanan II. Dünya Savaşı sonlarında yaşanan kıtlık ve tifüs salgını nedeniyle öldüklerini” iddia etti.
1996’da ressam Bedri Baykam, Ankara’da yayınlanan Siyah-Beyaz adlı gazetede, bahsi geçen kitabı ve gerçek adını kullanmayan yazarını ağır şekilde eleştiren bir köşe yazısı yazdı. Bunun üzerine Adnan Oktar taraftarları tarafından Bedri Baykam hakkında dava açıldı. Dava devam ederken, aynı yılın Eylül ayında Bedri Baykam kitabın asıl yazarının Adnan Oktar olduğunu açıkladı.Mart 1997’de dava geri çekildi.
Oktar günümüzde antisemitizmin pagan ve Darwinist kökenleri olduğunu iddia etmektedir.Eski Ahit ve Tanah’ın “şahıslar tarafından çıkar amaçlı değiştirildiğini” iddia etmekle beraber tüm Müslümanlara “diğer dinlerin mensuplarına karşı toleranslı ve dostça bir yaklaşım içerisine girmelerini” öğütlemektedir.
2004 yılında, İsrail’deki Tel Aviv Üniversitesi Stephen Roth Enstitüsü yetkilileri, Adnan Oktar’ın diğer dinlerin mensuplarına yönelik hoşgörüsünün arttığını düşündüklerini açıklamış, kendisinin şu an “dinler arası diyaloğu artırmaya yönelik çalışmalar yaptığını” belirtmişlerdir.
1990 yılında Adnan Oktar’ın grubundan ayrılan taraftarlarından bir kısmı “Kızıl İmamcılar” olarak tanınan topluluğu oluşturdular. Topluluğun lideri “Kızıl İmam” lakabı ile bilinen Serhan Timuçin Çevik’tir.
Adnan Oktar ve cemaati, cemaate eleştirel yaklaşan İnternet sitelerine birçok dava açmışlardır. Nisan 2007’de Oktar, Ekşi Sözlük’ün sahiplerine karşı dava açmıştır. 17 Nisan 2007 günü sitede Adnan Oktar’a hakaret edildiği iddiası ile Eyüp 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, sitenin yayınının durdurulmasına ve erişimin engellenmesine karar vermiştir. İlgili girişlerin silinmesi sonrasında Ekşi Sözlük kapatmaya itiraz etmişve kararı kaldırtmıştır. Superpoligon.com Web sitesine erişim de Oktar’ın şikâyeti sonucu engellenmiştir.
Ağustos 2007’de Oktar, WordPress.com sitesine Türkiye’den erişimi engelleyen bir mahkeme kararı çıkarttırmayı başarmıştır.
Benzer biçimde bilgisayar güvenliği forumu Doctus.net, forumlarında Adnan Oktar ve cemaati hakkında yapılan tartışmalar sonucu kapatılmış ve adresini değiştirmek zorunda kalmıştır. Bir diğer eleştirel site olan Adnanhocabizikapatsana.com’a da Türkiye’den erişim, mahkeme kararıyla engellenmiştir.
10 Nisan 2008 tarihinde Adnan Oktar tarafından yapılan bir dava başvurusu sonucunda Türkiye’den Google Groups sitesine erişim engellenmiştir.20 Temmuz 2008 itibarıyla yasak kaldırılmıştır.
Evrim teorisini savunan ve yaradılışçılığa karşı çıkan ünlü biyolog Richard Dawkins’in resmî sitesi www.richarddawkins.net sitesini kişilik haklarına saldırıldığı gerekçesi ile mahkemeye vermiş ve tedbir olarak Türkiye’den erişimini engelletmiştir. Dava hâlâ devam etmektedir.
16 Ekim 2008 tarihinde Vatan gazetesine açtığı dava sonucunda gazetenin İnternet sayfasına erişimi engelletmiştir.
Oktar’ın en önemli yayınlarından biri, Global Yayımcılık tarafından hazırlanan Yaratılış Atlası’dır. Kitap Fransızca’ya ardından İngilizce’ye tercüme edilip on binlerce kopyası ayrım gözetmeden Avrupa ve ABD’deki birçok okul, üniversite ve araştırma enstitüsüne gönderilmiştir. Kitapları teslim alan üniversitelerdeki birçok araştırmacıya göre evrime karşı kullanılan argümanların hiçbiri mantıksal değildir, evrim biyologu Kevin Padian’a göre ise Adnan Oktar, evrimin temelleri ve kanıtları hakkında hiçbir bilgiye sahip değildir.
Kitabın Fransa’daki dağıtımı, Radikal İslâm hakkında geniş bir tartışma doğurdu. Fransa Milli Eğitim Bakanı Gilles de Robien, “bakanlığın hazırladığı müfredat ile uyuşmayan” bu kitabın tüm okul kütüphanelerinden çıkarılması talimatını verdi. Millî Eğitim Genel Denetleme Kurulu, Paris Üniversitesi’nde Evrimsel Biyoloji profesörü olan Hervé LeGuyader’dan kitabın detaylı analizini istedi. LeGuyader, “bu kitabın daha önceki çoğunluğu Anglosakson kökenli olan yaratılışçı girişimlerden çok daha tehlikeli olduğunu, hiçbir masraftan kaçınılmayan bu gösterişli çalışmanın ve yazarın izlediği yöntemin bilgisiz halk üzerinde oldukça etkili olabileceğini düşündüğünü” söyledi. Ayrıca kitaptaki bilimsel içeriğin “gülünç derecede yetersiz” olduğunu belirtti.Fransız Millî Uzay Çalışmaları Merkezi’nden (CNES) Jacques Arnoult’a göre, BAV ve Adnan Oktar da tıpkı Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ICR gibi yaratılışçı argümanlarını oluştururken bölük-pörçük ve hatalı kaynaklar kullanmaktadır. Arnoult’a göre bu yazarlar evrimi savunan makaleleri de kullanmaktan çekinmemekte, ancak kısa alıntılar yaparak makalelerdeki bütünsel anlamı çarptırmaktadır