Taşınmazın bulunduğu yer dışındaki mahkemede tescil davası açılması ve hisselendirilerek satış!
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi
Esas No : 2007/12078
Karar No : 2007/11744
Mahkemesi : Arpaçay Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarihi : 15/10/1997
Numarası : 1997/153-1997/135
Davacı : ALİ MANSAR
Davalı : MAHMUT ALBAYRAK
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine, davalılar vekili tarafından davacı aleyhine 8.10.1997 gününde verilen dilekçe ile taşınmazın haricen satış bedelinin tahsili, karşılık davada tapu iptali ve karşı davacılar adına eşit hisseler ile tapuya tescili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; alacağın tahsili davasının feragat nedeniyle reddine, tapu iptali ve tescil istemine ilişkin karşılık davanın kabulüne dair verilen 15/10/1997 günlü temyiz edilmeden kesinleşen hükmün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/10/2007 gün ve 2007/143434 sayılı tebliğnamesi ile HUMK. nun 427/6. maddesi gereğince Kanun yararına bozulması istenilmiş olmakla, dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Davada, Bursa ili Yıldırım ilçesi, Arabayatağı köyünde bulunan 581 sayılı şeftali bahçesi cinsi ile tapuda kayıtlı taşınmazın haricen satılarak teslim edildiği ancak, satış bedelinin ödenmediği iddiası ile 101 milyon lira satış bedelinin tahsili istenmiştir.
Karşı davada ise, davalı ve davacılar, dayanılan harici satış senedi uyarınca 581 parsel mülkiyetinin devri gerektiği halde ferağın verilmediği iddiası ile taşınmazın tapu kaydının iptali ve müştereken adlarına tescili isteminde bulunmuştur.
Mahkemece karşı dava kabul edilerek taşınmazın tapu kaydının iptali ve karşı davacılar adına tesciline, vazgeçilmesi nedeniyle asıl davanın reddine karar verilmiştir.
Görülüyor ki, Bursa ile Yıldırım ilçesinde bulunduğu anlaşılan taşınmaz mülkiyetinin aktarımı için Arpaçay Mahkemelerinde dava açılmış ve istek hüküm altına alınmıştır.
Taşınmaz mülkiyetinin intikalini sağlamak amacıyla açılan davanın HUMK. nun 13. maddesindeki kesin yetki hükmü gözetilerek “taşınmazın bulunduğu yer” mahkemesinde açılması kuralı kamu düzenine ilişkin ve kesindir. Bu konuda HUMK. nun 22. maddesi uyarınca yetki sözleşmesi yapılamaz. Şayet dava, yetkisi olmayan bir mahkemede açılmışsa esasının incelenmeksizin “yetkisizlik kararı” verilmesi gerekir.
Diğer yandan, hakimin re’sen Türk Kanunları gereğince hüküm vermesi zorunludur. Tarafların kamu düzeni ile ilgili hükümleri ihlal eden kabul beyanları da hukuki sonuç doğurmaz. Bütün bunlara göre mahkemenin yetkisiz olduğu gözetilerek dava dilekçesinin reddi yönünden reddine karar vermesi gerekirken çekişmenin esası hakkında hüküm kurması doğru olmamıştır.
Karar açıklanan nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 426/6 maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin yukarıda açıklanan nedenle kabulüne, hükmün sonuca etkili olunmamak üzere BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere karar bir örnek ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 15/10/2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.