Yakınımızdan İnsan Manzaraları,Nejat İşler, Berkin Elvan,Ekmeleddin Mehmet İhsanoğlu, İrem Derici,Yusuf Kenan Isık,Nur Bozar,Robin Williams,Mehmet Pişkin,Murat Göğebakan, Deniz Seki
Nejat İşler
İstanbul’un Eyüp semtinde doğan, dedesi Feshane işçilerinden sayacı bir usta babası da işçi olan İşler, ilkokuldan sonra eğitimine Cağaloğlu Anadolu Lisesi’nde devam etti. İşler soyadını dedesinin işinden aldığını söylemiştir Ortamına alışamadığı yeni okulunda popüler olmak ve derslerinden kaçmak için okulun tiyatro koluna girdi. Kısa zamanda popüler olan Nejat İşler derslerini de boşluyordu. Liseyi bitirdikten sonra üniversiteye giremeyince, para kazanmak için çay partileri düzenlemeye başladı. Nejat’ın parti organizasyonlarında işleri umduğu gibi gitmeyince borca girdi. Borçlarını kapatabilmek için Mahmutpaşa’dan T-shirt alıp Teşvikiye’de bu T-shirtleri satma kararı aldı. Kış aylarında ise T-shirt yerine kitap, dergi ve plak sattı.
İki sene sonra Yıldız Teknik Üniversitesi Fotoğraf bölümünü kazanan Nejat İşler, askerlik için bölümü okumaktan vazgeçti.
27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde Taksim’de dolaştığı bir gün, bir tiyatro sahnesinde bedava gösterimde olan “Danton’un Ölümü” adlı eseri seyretti. “Ben niye bu işi yapmıyorum?” diye düşünen Nejat İşler, dayısının yanına gittiği Eskişehir’de konservatuvar sınavına girmeye karar verdi. İstanbul’a döndüğünde, 1991 yılında ilanını gördüğü Mimar Sinan Üniversitesi Konservatuvar Bölümüne başvurdu ve kazandı. 1995 yılında Mimar Sinan Üniversitesinin devlet konservatuvar bölümünden mezun olana kadar devlet tiyatrosunda ve televizyon dizilerinde rol aldı. Bu dönemde de CD ve kitap sattığı işporta tezgâhını işletmeye devam etti.
1995 yılında mezun olduktan sonra iki arkadaşıyla birlikte “Kahramanlar ve Soytarılar Tiyatrosu”nu kurdu. Tiyatronun kurulmasından sonra kendi oyunları için hikâyeler yazmaya başladı. “Belki hiç okumayan biri de yazabilir bunları, benim yazı yazmamın nedeni yazmak değil, sadece oynayalım diye yazıyorum.” dediği, “Tuhaf Şehir Hikayeleri”, “Biz Zavallı Erkekler” ve “Yalnızlık Benim Gizli Sevgilim” adlı üç kitap yazdı.
41.Antalya Altın Portakal Ödülleri için Erkek Oyuncu dalında aday olarak gösterildi. Her fırsatta amacının başrol oynayıp şöhret olmak olmadığını belirten İşler, tek arzusunun yaptığı işi elinden geldiğinin en iyisi olarak yapmak olduğunu, tiyatro yaparken ölmek istediğini dile getirdi.
1994 yılında rol aldığı ilk televizyon dizisi olan Gurur’dan sonra, Deli Yürek, Şehnaz Tango, Nasıl Evde Kaldım, Dedem, Gofret ve Ben, Aşk ve Gurur, Şeytan Ayrıntıda Gizlidir dizilerinde oynadı. Asıl popülerliğini ise Gülbeyaz ve Aliye adlı dizilerde yakalamıştır. 1999’da ilk sinema filmi Eylül Fırtınası’nda rol aldı. Mustafa Hakkında Herşey ve Anlat İstanbul filmleri ile sinema oyunculuğuna devam etti.
2006 yılında “Çalıntı Gözler”, “Yaşamın Kıyısında” ve “İki Süper Film Birden”, 2007 yılında ise “Barda” ve “Yumurta” gibi filmlerde rol aldı. 2007 yılının en popüler dizilerinden biri olan “Bıçak Sırtı” adlı televizyon dizisinde rol almıştır. 2009 sonbahar yayın döneminde başlayan Kapalıçarşı isimli dizide oynadı.2011 yılında “Kaybedenler Kulübü” adlı filmde başrol oynamış ve yine 2011 yılında Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi dizisinde oynadığı bütün rollerden farklı olarak sıradışı bir seri katil olan Ercüment Çözer rolünü canlandırmıştır. Duman grubunun “Ah” parçasını coverlamıştır. Bunun yanında Suzan Kardeş’in Haluk Bilginer, Olgun Şimşek, Cem Yılmaz, Özgü Namal gibi isimlerin yer aldığı Suzan Kardeş & Makyaj Odası Şarkıları adlı albümünde yer almış ve Hancı adlı şarkıyı seslendirmiştir. Başrol olarak Kanal D’de yayınlanan Keşanlı Ali Destanı dizisinde başrolde Keşanlı Ali’yi canlandırmıştır.Kanal D’de İntikam adlı dizide Rüzgar rolünü canlandırmış, ayrıldıktan sonra yerine Yiğit Özşener rol almıştır.
Son olarak Kanal D’de Bodrum Masalı adlı dizide Bora karakterini canlandırmıştır. Geçirdiği hastalık sonrasında sakin bir hayat sürmek isteyen Nejat İşler, Bodrum Gümüşlük’te Tezgâh isimli bir sahaf dükkanı açmıştır.
2015’te Bodrum merkezli Gümüşlükspor kulübünün başkanlığına seçildi.
2013 yılının Eylül ayında Beren Saat ile birlikte başrolünü oynadığı İntikam adlı diziden sedef hastalığı nedeniyle ayrılarak Bodrum Gümüşlük’teki evine giden İşler, tedavi olmak istemediği yönündeki açıklamalar için facebook sayfasında şu açıklamayı yapmıştı.
“Tedaviyi reddetmek, erken ölmek gibi niyetim yok. Bazen cevabını kaldıramayacağını bilsen de yine de gerçeği öğrenmek istersin. Milyon tane kazık yiyince, bedenin zarar görüyor. Çıplak geldim, çıplak gideceğim. Amacım zamanı satın almak. Mülk edinmek gibi bir derdim yok. Mülkiyet hırsızlık gibi bir şey. Sevmiyorum işte. Biz kuşak olarak böyleyiz. Bize sevmeyi, bir şeylere bağlanmayı öğretmediler. O tarafımız gelişmedi. Ben dünyanın bir parçasıyım. Şurayla ve bedenimle sınırlı değilim. Bir şeyler yanlış gidiyor, birileri acı çekiyor. Ben de çekiyorum aynı acıyı. Altıma son model bir araba çekip, güzel bir ev alınca mutlu mu olacağım yani? Hayır, olmam. Aramızda mutlu olanlar varsa zekalarından şüphe ederim, bir de gözlerinden. Çünkü iyi görmüyorlardır. Siz beni yenmediniz çünkü: ben sizinle daha oynamadım. Ben gidiyorum dediğimde ‘gitme’ diyen birini değil, ‘Ben de geliyorum, yalnız gidemezsin’ diyen birini istiyorum.”
17 Ocak 2014 tarihinde hastaneye kaldırılarak yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alındı. 22 Ocak 2014 tarihinde tedavi gördüğü Bodrum’daki hastaneden İstanbul’daki Acıbadem Maslak Hastanesi’ne nakledilmiştir.30 Ocak 2014 tarihinde doktorlar İşler’in konuşmaya başladığı bildirdi. 2014 yılı Nisan ayında Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesinden taburcu oldu.
***********
Berkin Elvan
5 Ocak 1999 tarihinde doğdu.11 Mart 2014 tarihinde hayata gözlerini yumdu. Taksim Gezi Parkı protestoları sırasında, 16 Haziran 2013 tarihinde, polis tarafından atılan göz yaşartıcı gaz kapsülünün başına isabet etmesi üzerine, aylarca komada kaldıktan sonra hayatını kaybeden Türk çocuk. Elvan’ın ailesi olayın ekmek almaya giderken yaşandığını söylemiş, bazı kaynaklarda ise Berkin Elvan’ın eylemlere katıldığı ve olayın bu sırada gerçekleştiği belirtilmektedir. Olayın ardından Türkiye’nin çeşitli illerinde protesto gösterileri düzenlendi.
Taksim Gezi Parkı protestoları sırasında, 16 Haziran 2013 tarihinde Elvan, polis tarafından atılan göz yaşartıcı gaz kapsülünün başına isabet etmesi üzerine ağır yaralandı. Elvan’ın ailesi olayın ekmek almaya giderken yaşandığını söylemiş, bazı haberlerde de olayın bu şekilde gerçekleştiği belirtilmiştir. Bazı kaynaklarda ise Berkin Elvan’ın gezi parkı eylemlerine bizzat katıldığı ve olayın eylem sırasında yaşandığı belirtilmektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan 3 Nisan 2015 tarihinde yaptığı açıkmalada Biz emniyetin tüm belgelerini açıkladık. Elinde sapanla, demir bilyeyle terör örgütünün içerisinde nasıl resimlerinin çekildiği, bunların hepsi açıklandı. dedi. 269 gün boyunca komada kalan Elvan, 11 Mart 2014’te, Şişli’deki Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, 15 yaşındayken 16 kiloda hayatını kaybetti. Elvan’ın ölümü, ailesi adına açılmış olan twitter hesabından “Halkımıza: Saat 07.00 Berkin Elvan’ı evladımızı kaybettik. Başımız sağolsun.” ifadeleri kullanılarak duyurulmuştur.
Olayın ardından İstanbul Emniyeti’nin Elvan ailesine, olay yaşanmadan önce Berkin Elvan’ın yasadışı örgütlerin toplantılarına katıldığına dair uyarıda bulunduğu ve önlem almalarını istediği iddia edildi.
Berkin Elvan’ın yaralanmasına ilişkin devam eden soruşturmada 12 Mart 2014 tarihinde 4 polis memuru ifade vermiş, soruşturma kapsamında şüpheli olarak ifadesi alınan polis sayısı 18’dir. Polisin o zamana kadar varlığını inkâr ettiği, olay gününe ilişkin kamera kayıtları 17 Nisan 2014 tarihinde ortaya çıktı. Görüntüler, inceleme için savcılık tarafından bilirkişilere gönderildi. Berkin Elvan soruşturmasındaki beşinci savcı olarak atanan 14 yıllık savcı Mehmet Selim Kiraz, İstanbul Adliyesindeki odasında yaşanan rehine krizi sonrası DHKP-C militanları tarafından öldürülmüştür.
Ölümünün ardından Şişli’nin Okmeydanı semtindeki bir cemevinde, on binlerce kişinin katıldığı bir cenaze töreni düzenlendi. Cenazesi, yaklaşık beş saatlik bir yürüyüşün ardından Feriköy Mezarlığı’na getirildi. Mezarlığa getirildiğinde Elvan’ın naaşı cenaze aracından alınarak omuzlarda taşındı ve sonrasında toprağa verildİ.
************
Ekmeleddin Mehmet İhsanoğlu
26 Aralık 1943 tarihinde Kahire’de doğmuş,Türk bilim tarihi profesörü, akademisyen, diplomat, siyasetçi, yazar. 2004 ve 2014 yılları arasında Birleşmiş Milletler’den sonra ikinci büyük uluslararası örgüt olan İslam İşbirliği Teşkilatı’nın genel sekreterliğini sürdürmüştür.
Türk kültürü, İslam Dünyası ve Batı Dünyası ilişkileri ve Türk-Arap ilişkileri hakkında değişik dillerde çok sayıda eseri olan İhsanoğlu, Bilim ve eğitim tarihine katkı ve hizmetlerinden dolayı birçok ödülün yanı sıra Devlet Üstün Hizmet Madalyası sahibidir.
16 Haziran 2014’te Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi arasındaki, 2014 cumhurbaşkanlığı seçimleri için aday belirleme görüşmeleri çerçevesinde CHP ve MHP tarafından “çatı aday” olarak gösterilmiştir. Daha sonra da bu partiler tarafından ve bazı meclis dışında kalan partiler tarafından cumhurbaşkanlığına ortak (çatı) aday gösterilmiştir. Haziran 2015 Türkiye genel seçimleri’nde MHP İstanbul milletvekili olmuştur.
İngilizce ve Arapçanın yanı sıra orta düzeyde Fransızca ve Farsça bilmektedir. Bazı kaynaklarda ise bu dört dili akıcı olarak konuştuğu belirtilmiştir.
Ekmeleddin İhsanoğlu, Mısır’da Hıdiviye Lisesi’nden mezun olduktan sonra Ayn Şems Üniversitesi Fen Fakültesi’nde yükseköğrenim gördü. Öğrenciliği sırasında Kahire Milli Kütüphanesi’nde Türkçe yazma ve basma kitapların kataloglamasında çalıştı. 1966’da Fen Fakültesi’nden mezun oldu ve El-Ezher Üniversitesi’nde akademik hayata başladı. Yüksek lisansı sırasında El Ezher Üniversitesi’nde asistanlık ve Ayn Şems Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı okutmanlığı yaptı. Bilim tarihi çalışmalarının yanı sıra Hamid, Tevfik Fikret, Mehmet Akif, Yahya Kemal, Necip Fazıl, Nazım Hikmet gibi şairlerin eserlerini Arapça’ya çevirerek Türk kültürünü Araplar’a tanıtmaya çalıştı; Türk yazarlarından hikayeler içeren bir antoloji hazırladı (1970).
1970 yılında Türkiye’ye geldi ve Ankara Üniversitesi’nde göreve başladı. 1972’de eczacı Füsun Bilgiç ile evlendi, üç çocuk sahibi oldu. 1974’te Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi’nde doktorasını tamamladıktan sonra, Birleşik Krallık’ta Exeter Üniversitesi’nde doktora-sonrası çalışmalar yaptı.
1980 yılında İslam İşbirliği Örgütü’nün tavsiyesi ile İstanbul’da kurulan İslâm Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA)’nin başkanlığına getirildi. Bu görevi 25 yıl sürdürdü. IRCIA bünyesinde Türk ve İslam kültürü konusunda büyük bir ihtisas kütüphanesi ve arşivi kurulmasına öncülük etti.
1984’te İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’ne girerek profesör oldu. Bu üniversitede Bilim Tarihi Anabilim Dalı’nı kurdu. Üniversite ve IRCICA’daki görevlerinin yanı sıra Türk Bilim Tarihi Kurumu’nun başkanlığı ve İstanbul Üniversitesi Bilim Tarihi Müze ve Dokümantasyon Merkezi müdürlüğü görevlerinde bulundu.
İhsanoğlu, 14-16 Haziran 2004’te İstanbul’da düzenlenen İslam Konferansı Örgütü (sonradan İslam İşbirliği Teşkilatı adını almıştır) 31. Dışişleri Bakanları Toplantısında, Genel Sekreterlik için Türkiye’nin adayı olarak gösterildi. Malezya ve Bangladeş ile genel sekreterlik için yarışan İhsanoğlu, 5 Haziran 2004′te Genel Sekreterliğine seçildi. Örgütün seçimle gelen ilk genel sekreteri ve ilk Türk genel sekreteri oldu; görevi 1 Ocak 2005’te devraldı. Görev süresi, 18-20 Haziran 2008 tarihlerinde Kampala’da düzenlenen 35. Dışişleri Bakanları Konseyi’nde 5 yıllık bir süre için uzatıldı.
İhsanoğlu, genel sekreterlik görevini Cidde’de düzenlenen törenle 30 Aralık 2013′te Suudi Arabistanlı İyad Medeni’ye devretti.
10 Ağustos 2014 tarihinde yapılan cumhurbaşkanı seçiminde Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi tarafından cumhurbaşkanlığı için çatı adayı olarak açıklanmıştır. Daha sonra da bu partiler tarafından resmen cumhurbaşkanlığına aday gösterilmiştir. Seçim sloganı olarak ‘Ekmek İçin Ekmeleddin’ sloganını seçmiştir. İhsanoğlu’nun adaylığına bu iki partinin yanı sıra Demokrat Parti, Demokratik Sol Parti ve Bağımsız Türkiye Partisi ortak basın toplantısıyla desteğini açıklamıştır. Ayrıca Büyük Birlik Partisi , Liberal Demokrat Parti, TSİP ve DEV-PARTİ Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ekmeleddin İhsanoğlu’nu desteklediklerini açıklam ve Doğru Yol Partisi daha önce desteğini çekmiş olduğu halde gene 21 Temmuz 2014 tarihinde aldığı kararla Ekmeleddin İhsanoğlu’na destek vereceklerini açıklamışlardır. Daha sonra alınan kararlarla HAP ve TURK PARTİ de çatı adaya destek vermişlerdir. En son ise 3 Ağustos 2014 tarihinde BAK Parti Ekmeleddin İhsanoğlu’na destek vereceğini açıkladı. Böylece Ekmeleddin İhsanoğlu’na destek veren parti sayısı 14 olmuştur.
3 adayın yarıştığı 10 Ağustos 2014 cumhurbaşkanlığı seçimi sonucunda oyların %38,44’ünü alarak Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra en çok oy alan 2. aday olmuştur.[
7 Nisan 2015 tarihinde, Haziran 2015 Türkiye genel seçimleri için Milliyetçi Hareket Partisi’den İstanbul 2. bölge 1. sıra milletvekili adayı olmuştur. Seçim sonucu İstanbul 2. bölgeden 3 milletvekili çıkarmayı başaran Milliyetçi Hareket Partisi ile meclise girmeye hak kazanmıştır
24 Haziran 2015 tarihinde Milliyetçi Hareket Partisi tarafından 30 Haziran 2015’te yapılacak TBMM başkanlık seçimleri için TBMM başkan adayı olarak gösterildi. 3. olduğu için; yani 1. veya 2. olamadığı için katılamamıştır.
****************
İrem Derici
21 Mart 1987 tarihinde Hulusi Derici ve Jale Ediz’in kızları olarak dünyaya geldi. Dört yaşında org çalmaya başlayan sanatçı, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuarı, Piyano Bölümünü liseyle beraber bitirdi. İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji bölümünü bitiren Derici, Pazarlama İletişimi Yüksek Lisans programı devam ederken O Ses Türkiye’ye katıldı ve yarı finale kadar yükseldi. Aynı dönemde Monopop isimli grubuyla Türkiye’nin birçok yerinde sahne aldı. “Bensiz Yapamazsın” isimli çalışmasıyla profesyonel anlamda müzik hayatına başladı. “Bensiz Yapamazsın”ın sözleri Özlem Küçükyılmaz, müziği ise Melih Kibar’a aittir. Ayrıca Melih Kibar’ın son bestesi olarak bilinmektedir. Ardından Mayıs 2013’te ikinci teklisi “Düşler Ülkesinin Gelgit Akıllısı”nı piyasaya çıkartmıştır. Sözü ve müziği Sezen Aksu’ya aittir. Klibi Müyap kanalında 24 milyon izlenme sayısına ulaşarak başarı sağladı. Aynı yılın Eylül ayında İki adlı bir maksi tekli çıkartmıştır. Bu maksi teklinin ilk klibi; sözü ve müziği Hüseyin Boncuk’a ait olan “Sevgi Olsun Taştan Olsun” isimli şarkıya çekilmiştir. Büyük kitle yaratan klip, Müyap kanalında 18 milyon kez tıklanmıştır. Maksi teklinin ikinci klibi “Zorun Ne Sevgilim”e gelmiştir. Ardından Neşet Ertaş şarkısı olan “Neredesin Sen?”i yeniden yorumlamıştır.
15 Nisan 2014’te son teklisi “Kalbimin Tek Sahibine” piyasaya çıkmıştır. Çıktığı andan itibaren dijital platformlarda “en çok dinlenenler” arasına girmiştir ve Kalbimin Tek Sahibine NetD Müzik kanalında 175 milyondan fazla izlenerek rekor kırmıştır. İrem Derici, hemen ardından ikinci maksi teklisi “Üç”ü çıkartmıştır. Çıkış şarkısı “Bir miyiz?”e klip çekilmiştir. Yönetmenliğini Emir Khalilzadeh üstlenmiştir. İstanbul, Balat’ta yaklaşık 16 saatlik çekim sonucu ortaya çıkan klip tüm müzik kanalları ve internet üzerinde NetD müzik adresinde yayınlanmaya başlanmıştır. Üçün ikinci şarkısı “Nabza Göre Şerbet”, İrem Derici’nin “Zorun Ne Sevgilim?” şarkısında birlikte çalıştığı Emrah Karaduman ile Gökhan Şahin’in imzasını taşımaktadır. İrem Derici bu maksi teklide Azeri türküsü “Nazende Sevgilim”i de yeniden yorumlamıştır. Türkünün aranjesi ise Rıza Esendemir tarafından yapılmıştır.
İrem Derici,24 Mart 2015 tarihinde Değmezsin Ağlamaya isimli maxi single’ı çıkartmıştır.Maxi single çalışmasında 2 şarkı ve bir remix versiyon bulunuyor. Çıkış parçası Değmezsin Ağlamaya’nın söz ve müziği Hüseyin Boncuk, düzenlemesi Erkin Arslan’a; ikinci şarkı İstemez Misin’in söz ve müziği Hüseyin Boncuk, düzenlemesi ise Uğur Can Sezen’e ait. Albümün üçüncü şarkısı ise, ünlü radyocu Rıza Esendemir’in Değmezsin Ağlamaya için yaptığı remix çalışmadı olmuştur. Yine İrem Derici, 9 Eylül 2015’te Aşk Eşittir Biz isimli single albümünü çıkarmıştır. Şarkının sözü ve müziği Hüseyin Boncuk’a, düzenlemesi ise Mustafa Ceceli’ye aittir. Derici, 12 Şubat 2016 tarihinde ilk albümü olan “Dantel” albümünü GNL Entertainment etiketiyle yayımlamıştır. Albümün çıkış şarkısı albümle aynı ismi taşıyan “Dantel” olmuştur. Albüme 2. Klip 24 Mayıs 2016 tarihinde Söz-Müzik Sinan Akçıl’a ait olan “Evlenmene Bak” şarkısına çekilmiştir. Derici Klipte düğünden kaçan bir gelini canlandırmıştır. Ayrıca Sinan Akçıl klipte gelinin kaçtığı kamyon şoförü rolüyle yer almıştır. Klip Youtube üzerinde 70.000.000’dan fazla izlenme sayısına ulaşarak başarı sağlamıştır. 3. Klip ise 31 Ağustos 2016 tarihinde Söz-Müzik Kaan Karamaya’ya ait olan “Dur Yavaş” şarkısına çekilmiştir. İspanyol ezgileri barındıran şarkının klibinde Derici bir çingene’yi canlandırmıştır. 13 Eylül 2014 tarihinde Rıza Esendemir ile evlenmiştir. 22 Mart 2016’da anlaşmalı olarak, Gebze’de görülen duruşmayla iki yıllık evliliklerini bitirmişlerdir. İrem Derici 11 Temmuz – 21 Eylül tarihleri arasında yayınlanan , Acun Ilıcalının yapımcısı olduğu ve Tv8 ekranlarında yayınlanan Rising Star Türkiye yarışmasının 2. Sezonunda jüri üyeliği yapmıştır.
***********
Yusuf Kenan Işık
1 Ekim 1947 tarihinde Yeşilyurt, Malatya’da dünyaya gelmiştir, Türk oyuncu, sunucu, eski gazeteci ve eski ana haber sunucusu. Özellikle Kim Milyoner Olmak İster adlı televizyon programı ile tanınmaktadır.
Devlet Demiryolları’ndan emekli bir memur çocuğu olan Kenan Işık orta okul öğrenimi gerçekleştiği dönemde Malatya Halkevi’nde amatör tiyatro yapmaya başlamış, lise öğrenimini gerçekleştirdiği Ankara’da okurken ise Meydan Sahnesi’ne girmiştir. Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun olan Işık, 1972 yılında Devlet Tiyatrosu sanatçısı olmuştur.
Işık ayrıca, Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliği yapmıştır. Sanatçı devam eden kariyeri süresince çok sayıda tiyatro oyunu yazmıştır. 1974 yılında Köşe yazarlığı sırasıyla Resmî Gazete (1973-1995), Yeni Yüzyıl (1995-1998), tekrar Resmî Gazete (1998-2000), Yeni Binyıl (2000) ve Akşam (2000-2002) gazetelerinde çalıştı. Televizyon ekranlarında başrollerini Gülben Ergen ve Haldun Dormen ile paylaştığı “Dadı” adlı diziyle boy göstermiştir. 2005 yılında Kenan Işık Erdoğan Aktaş’la tanışıp 4 Nisan 2005 tarihinde Star Haber’i sundu. 12 Haziran 2005 tarihinde haberi sunmayı bırakan Kenan Işık 20 Ağustos 2005 tarihinde Star Haber’i bıraktı ve tekrar oyuncu oldu. Sanatçı ayrıca Türk televizyon programları arasında fenomenler arasına giren Kim 500 Bin İster yarışmasının sunuculuğunu yapmış, değişen yeni adı ile Kim Milyoner Olmak İster yarışmasının sunuculuğunu yapmaya devam etmiştir.
21 Mart 2014 günü bilinci kapalı halde hastaneye kaldırılan Işık, ameliyata alındı. Ameliyatın 4 saat sürdüğü, sanatçının hayati tehlikesi bulunduğu belirtildi. Spor sonrasında saunaya giren Işık’ın, sauna sonrasında fenalaşıp dengesini kaybederek, kafasını yere çarptığı öğrenildi. Bu nedenle beyin kanaması geçiren Işık, hemen ameliyata alındı. Olayın olduğu tarihten bu yana komada olan sanatçının tedavisi şu anda evinde devam etmektedir.
**************
Nur Bozar
1990 doğumludur. 2012 Miss Model Of Turkey yarışmasında basın güzeli olarak seçilmiştir. En çok gözlerini beğenen Nur Bozar Türkan Şoray’a benzerliği ile dikkat çekmektedir. Kendisi de Türkan Şoray’ı örnek aldığını onun gibi olmak istediğini belirtir.
Nur Bozar boyu:1.74 m. kilosu ise 53 kg. Saç rengi siyah, göz rengi siyahtır. 2014 yılında Bu Tarz Benim adlı yarışmaya katıldı. Bu yarışmada diğer yarışmacılar tarafından sevilmedi ve üzerine çok gidildi böylece halk tarafından mağdur yarışmacı olarak görüldü ve halk onu sevdi. Nur Bozar 18 yaşında Babutsa grubunun Yanayım Yanayım adlı klibinde dansçı kız olarak oynadı. Bunun dışında Doğuş Çay reklamında oynamıştır.
Ekranların sevilen yarışma programı eski isimi ile Bu Tarz Benim’de güzelliği ile çok konuşulan Nur Bozar sevgilisi Gökhan Şener ile 19 Nisan 2015’te dünya evine girdi. Katıldığı Bu Tarz Benim yarışma programıyla yıldızı parlayan Nur Bozar evlenmiş ve anne olmanın sevincini yaşamıştır. Nur Bozar’ın eşi Gökhan Şener Ümraniye Anadolu Lisesi’nden mezun olmuştur. Ege Üniversitesi’nde yüksek öğretimini tamamlamış ve şuanda gıda sektörü ile ilgilenmektedir. Şöhret yolunda bir anda yıldızı parlayan Nur Bozar nişanlı olarak katılmıştı programa. Magazin gündeminde bir anda manşetlerde yerini alırken nişanlısı bu durumdan korktu ve onu evliliğe ikan edip her şeyden geri çekti. Çift bebeklerine Kumsal adını verdi. Bozar’ın sosyal medya hesabından ‘Rabbime şükürler olsun Kumsal’ımıza sağlıkla kavuştuk’ notuyla paylaştığı bu fotoğraf kısa sürede binlerce beğeni ve tebrik mesajı aldı.
Nur Bozar sosyal medyada binlerce takipçisine hamileliliğinin son günlerini yaşadığı o anları fotoğraflarını paylaştı. Güzelliğine güzellik katılan Nur Bozar tam şöhret olacağı sırada herşeyi bırakıp evinin hanımı olmayı tercih etti. Son halini paylaşan güzel yarışmacının o halleri bir anda beğeni topladı. Nur Bozar paylaşımda Kızımla dinleniyoruz’ notu düşmüştü.
***********
Robin Williams
Robin Williams, eski bir manken olan Laura McLaurin (1920-2001) ile Ford’un Lincoln bölümünde yönetici olarak çalışan Robert Fitzgerald Williams’ın (1906-1987) üçüncü oğlu olarak ABD’nin Illinois Eyaletinin Şikago kentinde dünyaya geldi. Kaliforniya’daki Siyasal Bilimler öğrenimini yarıda bırakan Williams, 1973 yılında tam bursla Juilliard Konservatuvarına girdi. Üç yıllık oyunculuk eğitimin ardından 1976 yılında hocalarından aktör John Houseman’ın kendisine öğretilebilecek hiçbir şey kalmadığı gerekçesiyle verdiği okuldan ayrılma tavsiyene uyarak konservatuvarı bıraktı.
Eğitimini bıraktıktan sonra gece kulüplerinde gösteriler yaparak profesyonel çalışma hayatına atıldı. Ardından sinema sektörüne geçti.
1987’de Günaydın Vietnam filminde askeri bir radyo muhabirini canlandırdığı rolüyle dünya çapında ünlenen Williams, yalnızca komedi filmlerinde değil dramalarda da başarılar elde etti. 1997 yılında Empire Magazine dergisinin gelmiş geçmiş en yetenekli 100 aktör listesine 63. sıradan girdi. Entertainment Weekly tarafından yaşayan en komik adam seçildi. Sahne hayatı boyuncaysa bir Oscar, iki Emmy, altı Altın Küre, altı Grammy ve iki Sinema Oyuncuları Derneği ödülüne layık görüldü.
Sanatçı, San Fransisco’da Robert de Niro ile birlikte Rubicon Restaurant adlı mekanı işletmekteydi. Bisiklet sürmekten, yüzmekten ve ragbi oynamaktan hoşlanan Williams’ın ilk eşi Valerie Velardi’den bir, ikinci eşi Marsha Garces Williams’den ise iki çocuğu bulunuyordu ve 2011’den beri Susan Schneider ile evliydi.
Robin Williams, 11 Ağustos 2014 tarihinde Kaliforniya’daki evinde ölü bulunmuştur. Yapılan soruşturmanın sonucunda kendisini asarak intihar ettiği anlaşılmıştır. Williams’ın eşi Susan Schneider, Williams’ın ölümünden bir süre önce parkinson hastalığının ön safhasında olduğunu öğrendiğini ve bu nedenle depresyona girdiğini belirtmiştir. Naaşı 12 Ağustos’ta yakıldı.
****************
Mehmet Pişkin
Olay, sabah saatlerinde Nişantaşı’nda bir apartmanda yaşandı. Yazılımcı olduğu öğrenilen Mehmet Pişkin, sabah saatlerinde sosyal medya üzerinden “İntihar Notu” adıyla bir video paylaştı ve ardından intihar etti. Sanal medya üzerinden bırakmış olduğu bir intihar mesajı ile gündemde şok etkisi yaratmıştır. İntiharını sosyal paylaşım siteleri üzerinden öğrenen arkadaşları, son derece üzgün olduklarını ve bunu neden yapmış olduğu hakkında çeşitli yorumlar yapmaktadır. Çevresi tarafından oldukça sevilen Mehmet Pişkin, anlamsız şekilde hayatına son vermiş olup, intiharı da yetkili merciler tarafından onaylanmıştır.
Şahsi sosyal paylaşım sitesinde, hayatına son verdiğine dair ve arkadaşlarına kısa bir teşekkür mesajının dışında, intiharına neden olacak hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Bazı arkadaşlarının yorumlarında iş sorunlarını ve maddiyatı çözebilirdin gibi çeşitli yorumlar bulunmaktadır. Hiç beklenmedik bir anda yaşanan Mehmet Pişkin’in intihar haberi, yakın çevresini yasa boğmuştu.
Mehmet Pişkin’in bedeni, vasiyetine rağmen kadavra olarak kullanılamayacağı açıklanırken ardından ise Türkiye Psikologlar Derneği’nden bir açıklama geldi.
Arkasında intihar videosu bırakarak hayatına son veren Mehmet Pişkin’in vasiyeti yerine getirilemedi. Pişkin’in arkadaşı Berna Akçalı Gür, otopsi yapıldığı için bedenin kadavra olarak kullanılamayacağını belirtti.
Gür yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada şöyle denildi:
“Mehmet’in son arzusu bildiğiniz üzere bedeninin kadavra olarak kullanılmasıydı. Biz onun bu arzusunu yerine getirmek amacıyla Çapa Tıp Fakültesinin Anatomi Bölümü ile görüştük. Kendileri otopsi yapılmış olan bedenlerin tıp fakültesinde kadavra olarak kullanılmaya uygun olmadığını ilettiler. Ancak adli tıpdaki incelemeyi yapan doktorumuz kendilerinin eğitim amaçlı kullanmak içtin tüm bedenini değil ancak topladıkları parçaların 3 ay boyunca öğrenciler tarafından incelendiğini ilettiler. Bu çerçevede Mehmet’in arzusu kısmen yerine gelmiş oldu.”
Berna Gür, başkaca seçeneklerin teknik ve hukuki engelleri sebebi ile Mehmet’in bedeninin babasının arzusu doğrultusunda bugün İskenderun’da toprağa verileceğini de ifade etti.
İntihar videosu için Türk Psikologlar Derneği’nden uyarı: Videoyu paylaşmak tahrip edici sonuç yaratabilir
35 yaşındaki ODTÜ mezunu Mehmet Pişkin’in önceki gün geride bıraktığı intihar videosunun çeşitli basın kuruluşlarınca haberleştirilmesi ve sosyal medyada paylaşılması üzerine, Türk Psikologlar Derneği’nden (TPD) kamuoyuna ‘sorumluluk‘ uyarısı geldi.
Dernekten yapılan açıklamada, ”… intihar, özellikle bu gibi durumlarda sadece kişiyi ve yakın çevresini ilgilendiren boyutları çok aşmakta ve toplumun ruh sağlığı açısından tahrip edici sonuçlar yaratabilmektir” denilerek, videonun daha fazla paylaşılmaması çağrısında bulunuldu.
Açıklamanın tam metni şöyle:
”TPD olarak başta medya mensupları olmak üzere kamuoyunu sorumluluğa ve duyarlılığa davet ediyoruz. İntihar notu videosunu ve benzer videoları lütfen yayımlamayın.
Bir viral video dolayısıyla dün kamuoyunun gündemine bir intihar vakası girdi.
Sosyal medya başta olmak üzere pek çok medya kuruluşunda söz konusu video yayımlandı, böylece söz konusu videonun içeriği yüzbinlerin hatta milyonların gündemine girdi.
Türk Psikologlar Derneği olarak toplum ruh sağlığı açısından bir açıklama yapma ihtiyacı duyduk. Çünkü intihar, özellikle bu gibi durumlarda sadece kişiyi ve yakın çevresini ilgilendiren boyutları çok aşmakta ve toplumun ruh sağlığı açısından tahrip edici sonuçlar yaratabilmektir.
Hem medya kuruluşlarına hem de sosyal medya kullanıcılarına en önemli ve öncelikli çağrımız söz konusu intihar notu videosunun paylaşılmamasıdır.
Genel olarak intihar olgusu
İntihar karmaşık bir olgudur, bir ya da birkaç nedene indirgeyerek açıklamak zordur ve yanıltıcıdır. İntihar geride kalanları yoğun duygularla baş başa bırakır; üzüntü, acı ve keder kadar kızgınlık, öfke ve suçluluk da yaşanması olası duygular ve tepkiler arasındadır. Soru işaretleri, merak, anlama, anlamlandırma ve yorumlama ihtiyacı çok yüksektir.
İntihar, vakaların büyük çoğunluğunda depresyonla yakından ilişkilidir. İntiharın ardındaki tabloda çoğu zaman fark edilmemiş veya tedavi edilmemiş klinik düzeyde bir depresyon söz konusu olabilir.
Depresyonda, kişinin, kendisiyle, çevresiyle ve dünyayla ilgili algıları ve düşünceleri çarpıklaşabilir. Umutsuzluk ve çaresizlik belirgin derecede şiddetlenebilir.
İntihar haberlerinde uyulması gereken prensipler ve medya ile işbirliğinin önemi
İntiharların, özellikle dün yaşanan türden bir intiharın medyada ele alınma biçimi benzer örneklerin önünü açma riski taşıması açısından kritik önem taşır.
Bu yönüyle intihar haberlerinin medyada haber olarak sunulması sürecine dair titizlikle ve dikkatle özen göstermek gereken etik prensipler noktasında tüm medya mensuplarını işbirliğine, sağduyuya ve sorumluluğa davet ediyoruz.
Gündemdeki intihar notu videosunu paylaşmamak, yayımlamamak ve bu yolla daha da yaygınlaşmasına katkıda bulunmamak çok önemli ve çok doğru bir duruş olacaktır. Denildi.
***************
Murat Göğebakan
9 Ekim 1968 tarihinde Adana’da doğdu. Anne ve babası Almanya’da çalışmakta olduğundan 7 yaşına kadar Adana-Almanya arasında yaşadı. İlk, orta ve lise öğrenimini Adana’da tamamladı. Ardından 1986 yılında Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarına girdi, tamamladığı üniversite eğitiminden sonra da Çukurova Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak yer aldı. Bu yıllarda dergah eğitimi aldı, gitar dersleri verdi ve bar çalışmaları yaptı. 1995 yılına kadar Adana’da yaşadı.
1995 yılında, hayallerini gerçekleştirmek ve bir albüm çıkarmak için İstanbul’a geldi. Yaşadığı her türlü zorluğa rağmen 1996 yılında “Ben Sana Aşık Oldum” isimli albümünü çıkardı ve bu albümü ile büyük bir çıkış yaptı. Kral TV Video Müzik Ödülleri Töreninde “Yılın şarkısı” “En iyi söz” “En iyi beste” “En iyi Rock” ve “En iyi Çıkış Yapan” kategorilerinde aday gösterildi. “En iyi çıkış yapan erkek sanatçı” ödülünü aldı.
Ardından Sindoma Müzik kuruldu. Bu şirketten “Sen Rahatına Bak” “Tek Suçum Seni Sevmekmiş” ve “Merhaba” ismli albümlerini çıkardı. 2000 yılında Sema Bekmez ile evlenen Göğebakan, 2002 yılında çıkardığı “Ayyüzlüm” isimli albümüyle MÜYAP’ın En Çok Satan Albüm Ödüllerine layık görüldü. Ardından çıkardığı “Yaralı” ve”Sana Olan Aşkım Şahit” isimli albümleriyle başarısını devam ettiren sanatçı, bu süre içerisinde “Hasan’dan Olma Hatice’den Doğma Murat Göğebakan” isimli bir de kitap çıkardı.
1995 yılında İstanbul’a gelen Murat Göğebakan, doksanlı yılların en önemli müzik adamlarından birisi olan Hilmi Topaloğlu’nun sahibi olduğu Prestij Müzik’ten albüm teklifi aldı. Bu şirketten 1997 yılında Ben Sana Aşık Oldum isimli albümünü çıkardı ve bu albümü ile büyük bir çıkış yaptı. Klip çektiği Ben Sana Aşık Oldum, Kara Gözlüm, Öyle ki Hasretimsin gibi şarkıları yurt genelinde çok sevildi. Murat Göğebakan, Kral Tv tarafından düzenlenen Kral TV Video Müzik Ödülleri töreninde “Yılın Şarkısı”, “En İyi Söz”, “En iyi beste”, “En İyi Rock” ve “En İyi Çıkış Yapan” kategorilerinde aday gösterildi. En İyi Çıkış Yapan Erkek Sanatçı ödülünü aldı.
Hilmi Topaloğlu ve ortaklarıyla yaşadığı problemler yüzünden Prestij Müzik’ten ayrılan şarkıcı, 1998 yılında Sindoma Müzik’e transfer oldu. Dönemin birçok popüler şarkıcısını da bünyesinde bulunduran bu şirketten Sen Rahatına Bak, Tek Suçum Seni Sevmekmiş ve Merhaba isimli albümlerini çıkardı. Kara Sevda, Unutur muyum Seni, Malabadi Köprüsü, Göç, Anlasana, Merhaba, Yeminin mi Var şarkılarına çektiği klipler dönemin önemli çalışmaları arasında yer aldı.
Sanatçı, kariyerinin en parlak dönemini ise 2002 sonrası yaşadı. 2002 yılında, Ali Özbir’in sahip olduğu Özbir Müzik Yapım’dan çıkardığı Ayyüzlüm isimli albümüyle büyük beğeni toplayan Murat Göğebakan, MÜYAP’ın “En Çok Satan Albüm” ödülüne layık görüldü. Yurdun hemen hemen her yerinde konserler verdi. Bora Ayanoğlu’nun efsanevi eseri Yunus’un üzerine Ömer Faruk Güney’in yazdığı sözlerle meydana getirilen Ayyüzlüm isimli şarkı ve bu şarkının yer aldığı albüm Murat Göğebakan’ın kariyerinin en önemli çalışmalarından biri oldu. Yine aynı albümde yer alan Vazgeçilmiyor ve Namus Belası isimli eserler büyük beğeni topladı.
Ardından çıkardığı Yaralı, ‘Sana Olan Aşkım Şahit ve Sevgiliye isimli albümleriyle başarısını devam ettiren sanatçı, bu süre içerisinde Hasan’dan Olma Hatice’den Doğma Murat Göğebakan isimli bir de kitap çıkardı. 2010 yılında kan kanserine yakalanan Göğebakan, tedavisi bittikten sonra Aşıklar Yolu adlı albümü yayımladı. 2012 yılının Mart ayında çıkardığı Aşkın Gözyaşları adlı albümün ilk klibini “Vurgunum”, ikinci klibini ise Unutulan adlı parçalara çekti.
Müzik kariyeri boyunca Ahmet Koç, Ali Koç, Tuncer Tunceli, Grup Çağrışa, Nazmi Sunal, Gece Yolcuları, Emrah Demiralp, Ali Demirel, Ömer Faruk Güney, Yıldıray Gürgen gibi önemli müzik adamlarıyla çalışan Murat Göğebakan; Cem Karaca, Barış Manço, Bora Ayanoğlu, Zülfü Livaneli, Ünol Büyükgönenç, Cengiz Kurtoğlu, Sinan Özen, Ferdi Tayfur gibi önemli isimlerin eserlerini de albümlerinde yorumlama fırsatı buldu. 1999 yılında Cansu Koç’la “Kendim Ettim Kendim Buldum”, 2004 yılında Emir Şaşmaz’la “Gideceksen”, yine 2004 yılında Aynı Mahallenin Çocukları (Yaşar, Haluk Levent, Feridun Düzağaç, Kurtuluş Türkgüven) ile Akdeniz Akşamları, 2007 yılında Zeliha Sunal ile “Kara Gözlüm”, 2010 yılında ise Örge Volkan’la “Karagül” isimli şarkılarda düet yaptı. Kendi albümleri dışında Sindomax, Aynı Mahallenin Çocukları, Geçmişten Geleceğe Yunus Emre, Bahar gibi projelerde yer aldı.
Sevenleri ona ‘Ağabey’ diye hitap etmektedir. Murat Göğebakan kendisine Sevgi Adamı lakabını takmıştır ve öyle tanınır. Son olarak Recep Tayyip Erdoğan için bestelediği “Uzun Adam” şarkısıyla gündeme gelmiştir. Şarkı, Recep Tayyip Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de kullanılmıştır.
************************
Deniz Seki
1 Temmuz 1970 yılında İstanbul’da doğan Deniz Seki, öğrenim yıllarında ilkokulu Maçka Süheyla Artam’da, orta ve lise eğitimini de yatılı olarak[kaynak belirtilmeli] Çamlıca Kız Lisesi’nde okudu. Okulu bitirdikten sonra, TRT İstanbul televizyonundaki sunuculuk sınavlarına katılarak sunucu oldu[2].
Jandarmanın düzenlediği uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınan aralarında Deniz Seki’nin de bulunduğu 19 sanık hakkında uyuşturucu ticareti yapmak suçlamasıyla İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk davada Seki, serbest bırakılmış ve hakkında tutuksuz yargılanma kararı çıkarılmıştır.
Uyuşturucu iğrenç bir şey. Uyuşturucu kullanan insanlar, kullanmaya başladıkları andan itibaren kendilerini yok etmeye de başlıyor. Ama çaresizlik seni o kötü yollara sürüklüyor. Sonra aklın başına geliyor ama iş işten geçmiş oluyor.
Ancak bir süre sonra mahkeme tarafınca Seki hakkındaki karar bozulmuş ve Seki hakkında yakalama kararı çıkarılmıştır. Mahkeme Seki’nin yakalama kararını tutukluluğa çevirmiştir. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne getirilen Seki aleyhine mahkemece 18 Şubat 2010 tarihinde uyuşturucu ticaretine yardım etmek suçlamasıyla 8 yıl hapsi istenmiştir. Ayrıca davayı yöneten Savcı, Seki’nin uyuşturucu madde kullanmak suçundan tedavi edilmesine ve denetimli serbestlik uygulanmasına karar verilmesini istemiştir. Davada diğer 15 sanıklarında 7.5 ile 39 yıl hapsi istenmiştir. Davada Seki’nin eski sevgilisi Hüsnü Şenlendirici’nin de ifadesine başvurulmuştur. 24 Şubat 2010 tarihinde görülen davanın ardından Seki, Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi’ne götürülmüştür. Deniz Seki adliyeden çıkarılırken gözyaşlarını tutamamıştır.
Seki, cezaevinde geçirdiği 218 günün ardından 2 Kasım 2010 tarihinde görülen ilk duruşmada tahliye edilmiştir. Cezaevinden elinde Kur’an ile çıkan Seki, “Değiştim, yepyeni pırıl pırıl, gerçekten arınmış bir Deniz Seki göreceksiniz” demiştir.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 6 yıl 3 ay hapis cezası onanan ve dava dosyasını İnfaz Savcılığı’na gönderilen şarkıcı Deniz Seki hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Deniz Seki 15 Kasım 2014’te Esenyurt’ta saklandığı evde gözaltına alındı. Çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Deniz Seki 16 Kasım 2014’te cezaevine gönderildi 2017’nin son aylarında hapisten çıkması bekleniyor.
İlk olarak 1993 yılında Melih Kibar ile tanışan Seki, Kenan Doğulu, İzel, Yaşar, Emel Müftüoğlu, Ege, Ferda Anıl Yarkın ve Zuhal Olcay gibi sanatçılara vokalistlik yapmıştır. 1995 yılında, Pop-Show 95 Şarkı yarışmasına katılan sanatçı kendi yazdığı şarkı ile[kaynak belirtilmeli] birinci olmuş, 9 Nisan 1997 tarihinde ilk albümü söz ve müziği Yıldız Tilbe’ye ait olan Hiç Kimse Değilim yayınlanmıştır. 2 Aralık 1999 tarihinde, söz ve müziklerinin birçoğu kendisine ait olan Anlattım isimli albümü yayınlandı.
Kariyerinde ikinci stüdyo albüm çalışması olan Anlattım’ın ardından üçüncü albümü Şeffaf 12 Aralık 2001] tarihinde yayınlanmış, bu albümde sırasıyla “Unutursun” ve “Yakamoz” isimli şarkılara klipler çekildi. 70’li yıllarda Türkçe pop müziğinde popüler olan seçme şarkılardan oluşan dördüncü albümü ise Aşkların En Güzeli 27 Ağustos 2003’te yayınlanmış, 25 Mart 2005’te yayınlanan beşinci albümü Aşk Denizindeki 14 şarkının 13’ünün sözleri ve bestesi yine Deniz Seki’ye aittir. Üç yıl aranın ardından 2008 yılında yayınlanan Sahici albümünde yine çoğunlukla kendi bestelerini seslendirmiş, albümün ilk klibi kardeşi Serdar Seki yönetmenliğinde “Aptal” şarkısına çekilmiştir. Albümle aynı isimli Sahici şarkısına ikinci klip çekilmiş, şarkı birçok Türkçe Top Müzik listesinde liste başı olmuştur. “Şaka Değil” ve “Zirve” parçalarına resimlerinden ve klip görüntülerinden oluşan yeni klip hazırlanmış olsa da sanatçı cezaevinde olduğu için müzik listelerinde yer almamıştır. Ayrıca, Deniz Seki 2006’da yayınlanan Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu filminde “Gonca” rolüyle rol almış ve aynı yıl Lipton markası için kendi yazıp bestelediği “LİptonOHH” parçasını da seslendirmiştir.
Deniz Seki uyuşturucu soruşturmasının ardından yaşadığı kötü günlerin arkasından yüze yakın konser ve program yaptıktan sonra yine birçok şarkının kendisine ait olduğu Sözyaşlarım albümü 2011 yılında yayınlanmış, ayrıca aynı yıl Yavuz Bingöl ile 5 bölümlük bir müzik programı yaptı ve 2012 yılında İzzet Çapa ile bir televizyon programı, müzikal ve bir sinema filmi yapacağını duyurmuştur. Sözyaşlarım albümünün ilk klibi Serdar Seki yönetmenliğinde “Suya Hapsettim” şarkısına çekilmiştir. Şarkı birçok televizyon dizisinde kullanılmıştır. Albümde ikinci şarkı “Aşk Müzikali”‘ne yine Serdar Seki yönetmenliğinde Nahide Rüya Adasında çekilmiştir.
1995 yılında Ege’nin “Delice Bir Sevda” şarkısına arka vokal yapmış ve klibinde rol almıştır. 1996 Aralık ayında Sibel Alaş’ın Fem albümünde “Bıçak Yarası” şarkısında tek başına ve “Firarım Ben”, “Bir Varmış Bir Yokmuş” şarkılarında Cihan Okan, Yıldız Tilbe, Ayça Tekindor ve Uğur Şimşekyay ile birlikte geri vokal yapmış, 1997 yılında Pınar Aylin’in “Güneşten” albümünde yer alan “Adam Olaydın” şarkısına Özkan Uğur, Hürriyet Narin, Toygarhan Atuner ve Faruk Kurukaya ile birlikte vokal yapmıştır. 1998 yılında The Best of Ajda albümünü çıkaran Ajda Pekkan, “Haykıracak Nefesim” adlı parçasında Soner Arıca, Suat Suna, Eda Özülkü, Şebnem Ferah ve Deniz Seki ile birlikte seslendirdi.
2000 yılında Reyhan Karaca ‘nın Yaman Olacak isimli şarkısına vokal yapmıştır. 2001 yılında çıkan Tarkan’ın Karma adlı albümünde bulunan “Taş” ve “Sen Başkasın” adlı parçalara Cihan Okan, Özkan Uğur, Berna Keser ve Özlem Tekin ile birlikte vokal yapmış, 2003 yılında çıkan Melih Kibar’ın Yadigar tribute albümünde ise “Her Şey Seninle Güzel” adlı şarkıyla yer almıştır. 15 Aralık 2004 tarihinde Emel Müftüoğlu’nun “Çok Ayıp” adlı albümünde bulunan “Zorlama” adlı parçaya Sezen Aksu ile birlikte vokal yapana sanatçı yine 2005 yılında Cem Karaca’nın “Mutlaka Yavrum” adlı albümünde “Sen de Başını Alıp Gitme” adlı parçayı seslendirmiştir.
12 Mayıs 2006 yılında piyasaya çıkan Ali Kocatepe’nin 41 Kere Maşallah adlı albümünde “Herşey Senin İçin” adlı parçayı seslendirmiş ve aynı yıl Ayla Dikmen için hazırlanan ve çeşitli sanatçıların Ayla Dikmen’in şarkılarını okuduğu albümde Seki, albümle aynı ismi taşıyan “Sensiz Yaşayamam” adlı parçayı seslendirmiştir.
2007 yılında Ayhan Günyıl’ın “Gitti Gideli” parçasına da vokal yapmıştır. Ercan Saatçi’nin Mucize Nağmeler adlı alaturka albümünde “At Kadehi Elinden” adlı parçayı seslendirmiştir. Mucize Nağmeler isimli albümün ilk klibi de bu şarkıya çekilmiştir.
2008 yılında yakın arkadaşı Gülben Ergen’in Aşk Hiç Bitmez albümünde bulunan “Ya Ölümsün Ya Düğün” parçasının sözleri ve müziği Deniz Seki’ye aittir. 2009 yılında Cenk Eren’in Dönüm Noktam adlı albümünde bulunan “Hüda Aşkına” adlı şarkının sözlerini yazmış ve şarkıya vokal yapmıştır. Aynı sene Gülben Ergen’in Uzun Yol Şarkıları adlı albümünde bulunan “Üzgünüm” adlı şarkıya vokal yapmıştır. 2010 yılında, Türk pop müziği sanatçısı Kalipso Kralı lakaplı Metin Ersoy’un kendisi gibi sanatçı oğlu Latin piyanisti Emir Ersoy’un Yaşama Bir Şans Ver adlı ikinci Latin albümü yayımlanmış, bu albümde 10 ünlü sanatçı hafızalarda yer etmiş 10 ünlü şarkıyı Emir Ersoy’un Latin müzik tarzındaki yepyeni düzenlemeleri ile seslendirmişlerdir ve Seki, bu albümde daha önce Aşk Denizi albümünde yer alan “Üzgünüm Aşkım” adlı parçayı seslendirdi.
2013 yılında ise Petek Dinçöz ile düeti olan “Artık Üzülmek İstemiyorum” adlı parçayı seslendirmiştir.