Hukuk Devleti
Hukuk devleti kavramı üzerine kütüphaneler dolusu eserler, makaleler bulmak mümkündür. Bununla birlikte burada çok özet tanımlama yaparak bir nevi test yapacağız. Çok kısa ve bir kısım somut olgulara verilecek cevaplarla, hukuk devletinin önemi üzerinde durulacaktır.
Hukuk devletinde insanlar sürprizlerle karşılaşmazlar. Bu yazdığımız cümle belki de hiçbir makalede yazılmamış olabilir. Bu konu, hukuk devleti ilkelerinden “hukuki güvenlik” ve “belirlilik” ilkelerinin gereğidir. Hukuki güvenlik, belirlilik ve sürprizle karşılaşmama arasında ne gibi bir ilgi vardır? Kişi günlük yaşamında evine su bağlatacağı zaman, elektrik abonesi olacağı zaman, arsasına bina yapacağı zaman, hastanede tedavi olacağı zaman, bir ihaleye teklif verdiğinde şartlar önceden belirlidir. Öngörülebilirdir. Hukuk devletinde kişi idareye başvurduğunda aklında hiçbir tereddüt olmaz. Belirli kurallara göre idare, gerekli yazılı kurallar ve belgeler yerine getirildiğinde her türlü işlemi yapacaktır. Hastanede, su ve elektrik idaresinde veya ihale yapacak kurumda adam aranmayacaktır.
Yukarıdaki paragrafta ifade olunan husus genel olarak hukuk devletinin hukuki güvenlik ilkesi içinde yer alır. Hukuki Güvenlik ise: Devlet faaliyetlerinin, önceden öngörülebilir, tahmin edilebilir olması, devlet faaliyetinin, önceden hukuk kurallarıyla düzenlenmesi, hukuk düzeninde hukuki istikrarın sağlanması, idarenin tek yanlı işlem yapma üstünlüğüne karşı, güvence niteliğindeki kurallarla (bireylere katılma, dinleme ve savunma hakkı gibi haklar tanınarak) birey ile idare arasında denge sağlanması, idarenin, bireyin haklı beklentilerine uygun davranması, yasal düzenlemelerde hukuka ve devlete olan güveni zedeleyici hususlardan kaçınılmasıdır. Devlet kişinin maddi ve manevi varlığını geliştirilebilmesi için hukuk güvenliğinin sağlandığı bir hukuk devleti yaratmalıdır.
Dikkat edilirse hukuki güvenlik yasa ile sağlanacaktır.
Hukuk devletinde rekabette hile olmaz. Yukarıda sayıldığı gibi, bir kamu kurumu ihalesine en iyi teklifi veren kişiye o işin verilmesi hukuk devletinde zorunludur. Bu hususta da kamu ihalelerine hakim olan ilkeler belirlenmiştir. Nedir bu ilkeler: Saydamlık (şeffaflık ilkesi), rekabet ilkesi, eşit muamele ilkesi, güvenirlik ilkesi, gizlilik ilkesi, kamuoyu denetim ilkesi, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanması ilkesi, kaynakların verimli kullanılması ilkesi, mal alımı, hizmet ve yapım işlerinin ayrı ihale ile yapılmaları, ödeneği bulunmayan iş ile ilgili ihale yapmama ve ÇED belgesi bu ilkelerden bazılarıdır.
Hukuk devletinde rekabet ortamı tam sağlanmalıdır, bu konuda rüşvet, gizli anlaşma, ihaleye girme hususunda tehdit, ihale veren kurum yöneticilerinin yakınlarının ihaleye girmesi veya tesiri ihaleyi sakatlar. İhaleye giren herkes eşittir. Kişiler ırk,dil, din, mezhep vs. ayrıma tabi tutulamaz.
Hukuk devletinde keyfilik olmaz, hak edene hakkı teslim edilir. Hukuk devletinde yöneticilerin lütufta bulunma, bir hak bahşetme yetkileri yoktur. Kısaca, bir atama yapılacaksa, ehliyet ve liyakat esas alınacaktır, çadır dağıtılacaksa, konut tahsis edilecekse, akla gelen her işlemde pozitif hukuk kuralları uygulanacaktır. Yapılacak her türlü idari işlem veya eylem, hukuk devletinde, hukuku üstün tutarak yapılmak zorundadır. Yani en geniş anlamıyla, İdareye ve faaliyetlerine kanunun egemen olması hukuk devletinin temel ilkelerinden biridir. Bu husus Ay.m.8: “Yürütme yetkisi ve görevi, … kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.” Şeklinde ortaya konulmuştur. Kimi idare personeline takdir yetkisi tanındığında ise bu takdir yetkisi de keyfi olarak kullanılamayacaktır. Takdir yetkisi mutlak surette kamu yararına uygun olacaktır.
Bir başka ilke, İdarenin yargısal denetimidir, yani idarenin her türlü eylem ve işlemi yargı denetimine tabi olacaktır.
Anayasa’ya ve uluslar arası sözleşmelere ve evrensel hukuk kurallarına aykırı yasa çıkarılamayacaktır. Bu konuda Yasama organı da denetlenebilecektir. Yasama, yürütme ve yargı organları birbirlerinde ayrı olmakla, kuvvetler ayrılığı tam uygulanacaktır.
Yargı organları tamamen bağımsız olacaktır. Adil yargılanma hakkı ve tabii hakim ilkesi uygulanacaktır. Bir suç işlendiğinde, ya da herhangi bir hukuki çekişmede; kişi, nerede, hangi mahkeme de hangi mevzuata göre yargılanacağını önceden bilmek durumundadır.
En önemli bir ilke olarak; hukuk devletinde temel hak ve hürriyetlerin güvence altında olmasıdır: Temel hak ve hürriyetler, kolayca değiştirilemeyen ilkeler olmak durumundadır. İdarenin keyfi tutum ve davranışlarını engellemek için temel hak ve hürriyetlerin ancak kanunla belirtilen hallerde kanundan aldığı yetkiye dayanarak, ancak yasa ile sınırlanabilmeleri gerekir. Bu durumda bile hakkın özüne dokunulmaması gerekmektedir.
Yine hukuk devletinde idarenin mali sorumluluğu vardır. Örneğin, T.C. Anayasası Ay.m.125/son maddesinde : “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” Denilmiştir. Bu aynı zamanda bir hukuk devleti ilkesidir.
Özetle Hukuk devleti, Polis Devletinin tersine, faaliyetlerinde hukuk kurallarına bağlı olan, yönetilenlere hukuki güvenceler sağlayan devlettir. Yani Hukuk Devleti, sadece yönetilenlerce uyulacak kurallar koyan devlet olmayıp, aynı zamanda koyduğu hukuk kurallarıyla kendini de bağlı gören devlettir. Hukuk devleti kavramı bir ideolojik kavram değildir. Hukuk devleti bir araçtır. Bu araç toplumsal barışın, üretimin, ilerlemenin ve mutluluğun temelidir denilebilir.