YARGITAY 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/22556
KARAR NO : 2016/18866
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : İSTANBUL 11. İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, ilave tediye alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- HMK.nun 107. maddesinin gerekçesine göre belirsiz alacak davasının, kısmen eda davasıyla birlikte külli tespit davası olarak da açılabilmesi imkân dâhilindedir. O halde belirsiz alacak davasında bir miktarın tahsili yanında, kalan tutarın tespiti istenebilecek ve yargılama sırasında belirlendiğinde kalan miktar da talep edilebilecektir.
Bunun tam eda davasından farkı, belirlenebilen miktarın talebi yerine, kısmi bir miktarın istenebilmesidir. Örneğin belirsiz bir alacak için alacaklı tarafından belirsiz alacak davası açıldığında ve 100,00 TL için tahsil, kalan miktarı için ise alacağın tespiti istendiğinde kısmi eda külli tespit davasından söz edilir. Zira alacaklı işveren veya resmi kurum kayıtlarında geçen belirleyebildiği miktarı davaya konu etmek yerine, farazi bir miktar için talepte bulunmuştur. Sözü edilen davanın kısmi davadan farkı ise, alacaklının kısmi dava açtığını belirtmeksizin belirsiz alacak davasından söz ederek taleplerde bulunmasına dayanır. Yukarıda açıklandığı üzere belirsiz bir alacak için alacaklının açıkça kısmi dava açtığını belirterek talepte bulunması veya belirsiz alacaktan söz edilmeksizin kısmi taleplerde bulunulması halinde davanın kısmi dava olarak açıldığı kabul edilir.
Kısmi eda külli tespit davasının açıldığı anda alacağın tamamı için zamanaşımı kesilir. Yargılama sırasındaki işleminden veya hâkimin her kararından sonra yeniden işlemeye başlayacağından yargılama sırasında alacağın zamanaşımına uğradığından söz edilemez. Bu nedenle yargılama sırasında arttırılan taleplere karşı yapılan zamanaşımı defi sonuca etkili değildir. Ancak faiz başlangıcı açısından tahsil amaçlı belirsiz alacak davasından farklı bir durum vardır. Davaya konu edilen miktar bakımından faiz başlangıcı olarak dava tarihi kabul edilmelidir. Alacağın kalan kısmın sadece tespiti istenmiş olmakla, belirlenen bakiye alacak miktarının ilerde talep edildiği tarihten itibaren faize karar verilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta, dava, niteliği itibariyle külli tespit kısmi eda istemli belirsiz alacak davasıdır. Bu nedenle davacının alacaklarına işletilecek faizlerin başlangıç tarihlerinin dava ve ıslah tarihleri olarak ayrı ayrı belirtilmesi gerekirken talep edilen tüm alacağa dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi ve hükmedilen miktarın net mi, yoksa brüt mü olduğunun belirtilmemesinin infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi, ayrıca davalı harçtan muaf olmadığı halde karar-ilam harcına hükmedilmemesi, hatalı olup bozma sebebi ise de, söz konusu hatanın giderilmesi yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK’nun geçici 3/2. maddesi yollaması ile HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç:
Hüküm fıkrasının 1/a ve 2 numaralı bentlerinin çıkartılarak, yerlerine;
“ a- 14.775,03 TL. net ilave tediye alacağından;
1.000,00 TL. sinin dava tarihi olan 24.09.2014 tarihinden itibaren,
13.775,03 TL. sinin ıslah tarihi olan 25.12.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2- Hükmedilen miktar üzerinden hesaplanan 1.009,28 TL. karar ilam harcından davacının yatırdığı peşin harç ile tamamlama harcı toplamı 749,08 TL. nin mahsubu ile 464,41 TL. bakiye karar-ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacının yatırdığı başvuru harcı, peşin harç ile tamamlama harcı toplamı 285,40 TL. nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, “ bentlerinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin davalıya yükletilmesine, 31.10.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.