Borç ilişkisinden doğan hakların niteliği
Borç ilişkisinden doğan haklar nispî nitelik taşır. Bunun anlamı, sadece hukuki ilişkinin tarafları arasında ileri sürülebilmesidir. Nispîliğin esâsı, herkesi değil sadece hukuki ilişkinin taraflarını ilgilendirmesidir (Mefhum-u muhalifinden yola çıkarak izah edilmesi gerekirse, mülkiyet hakkı, mutlak bir haktır, herkese karşı ileri sürülebilir). Örneğin, satıcı ile alıcı arasındaki bir satış sözleşmesinde satıcının yükümlülüğü sözleşme konusu malı alıcıya teslim etmektir, alıcının yükümlülüğü ise satım bedelini satıcıya ödemektir. Alacaklının burada malın teslimine ilişkin bir alacak hakkı vardır ve bu nispî niteliktedir. Nispîlik ilkesinin istisnâları vardır.
İstisnâların bir örneği bazı hakların tapuya şerh edilerek güçlendirilmesidir (Tapuya şerh edilerek güçlendirilmesi, bir hakkı aynî hakka dönüştürmez). Bu şekilde güçlendirilmiş haklar üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir nitelik kazanmaktadır ve bu yüzden artık nispî değildir. Bu haklar taşınmazlara ilişkin haklardır. Sınırlı sayı ilkesi geçerlidir. Dolayısıyla her nispî hak güçlendirilemez. Hangi hakların güçlendirilebileceğine dair numerus clausus ilkesinin geçerliliğine dair bir örnek, Türkiye’de Türk Medeni Kanunu’nun 1009. maddesinde görülmektedir:
TMK 1009: Arsa payı karşılığı inşaat, taşınmaz satış vaadi, kira, alım, önalım, gerialım sözleşmelerinden doğan haklar ile şerhedilebileceği kanunlarda açıkça öngörülen diğer haklar tapu kütüğüne şerhedilebilir.
Bunlar şerh verilmekle o taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir.
Nispîliğin istisnâlarının başka bir örneği, borç ilişkisinin dışında olan üçüncü bir kişinin, o borç ilişkisinden kaynaklanan bir edimi talep etme hakkının söz konusu olduğu durumlarda görülür. Örneğin, A şahsı C şahsı adına B şahsından bir çiçek sipariş ettiğinde, sözleşme A şahsı ile B şahsı arasındadır. Fakat, çiçeğin C şahsına ulaştırılmaması durumunda C şahsı B şahsından çiçeği talep edebilir. Burada C şahsı, sözleşmede üçüncü kişi durumundadır. Bununla birlikte B’den sözleşmenin gereğini yerine getirmesini talep edebilme hakkı, nispiliğin bir istisnasıdır. Nispîliğin aynı türden istisnalarına başka bir örnek, A şahsının B kargo firması vasıtasıyla C şahsına bir kargo yollamasında görülür. C şahsı, bu sözleşmede üçüncü kişi durumunda olmasına rağmen, B kargo firmasından -şâyet kargo kendisine ulaşmamışsa- kargoyu talep edebilir.
Nispiliğin bir başka istisnâsı, borç ilişkisinin tarafı olmayan bir üçüncü kişinin, tarafı olmadığı borç ilişkisine dayanarak tazminat talebinde bulunabilme hakkıdır. Bunlar üçüncü şahsı koruyucu etkili sözleşmelerle güvence altına alınmaktadır. Örneğin, A şahsı arkadaşı B’yi bir C firmasına ait bir kafeye götürmüş ve orada arkadaşı için bir kahve almıştır. Kahvede meydana gelebilecek bir tehlikeden B’nin zarar görmesi durumunda, B, C firmasını dava edip tazminat talebinde bulunabilir. Burada borç ilişkisinin tarafları A şahsı ve C firmasıdır, B ise üçüncü kişidir. Bununla birlikte, nispiliğin bir istisnası olarak, C firması üçüncü şahsı koruyucu etkili önlemleri almakla yükümlüdür.