Devlet Bahçeli ile ilgili verdiği demeçte: “26 Ağustos seçimleri derken o günkü grup toplantımızda 8 paragraf halinde erken seçime gitmenin şartlarını saymıştık. İşte o şartlardan biri de buydu. 2001 yılı ile senaryo aynı, hedef farklı. Birisinde Ecevit idi, şimdi Recep Tayyip Erdoğan. Eğer Deniz Baykal Allah sağlık versin görevde olsaydı hedef o olurdu. Olayları yan yana getirip analiz yapmak lazım. Bunun için bazı konulara dikkat çektim. Girmek istemiyordum ama bir tahlil yapabilmek açısından söyledim. 2000 yılının Aralık, 2001 yılının Ocak ayında ‘F tipi cezaevine gitmeyiz’ gerekçesine dayalı bir cezaevi ayaklanması oldu ve çok sayıda insan hayatını kaybetti. Çok sayıda cezaevi yandı, yıkıldı. Bazı konularda biz de bunlardan ders çıkararak erken uyarı yapıyoruz. ‘Dikkatli olun yarın ne olacağı belli olmaz’ diyoruz.” dedi.
Hayata Dönüş Operasyonu’na işaret eden Bahçeli, “Çok korkunç rakamlar var bunların içinde. 2001 yılındaki olaylarda operasyon düzenlenen cezaevi sayısı 20. Ölen tutuklu hükümlü sayısı 30. Az insan hayatını kaybetmedi. Böyle bir ortam içinde nelerin olup bittiğini görmek lazım. Bu ve buna benzer konular üzerinde düşündüğünüz zaman bir uyarıda bulunmak vatani bir görevdir. Kabul edilir, edilmez. İngiltere’ye giderken Sayın Cumhurbaşkanı ‘Bizim gündemimizde yok’ dedi. Olabilir. AK Parti’nin gündeminde böyle bir konu olmayabilir ama ben ayrı bir tüzel kişiliğim. Bir siyasi kimlik taşıyan parti olarak ülkenin sorunlarını dikkate alarak bazı konuları düşünmek ve kamuoyu ile paylaşmak benim görevimdir. Bununla ilgili olarak çok değişik rakamlar var. 265 bin tutuklu var. Bunların içinde 38 bini terör, diğerleri beş altı suç unsurunda yoğunlaşmış kitleler. Biz tedbir alın diyoruz. Bu insanlar yarın birilerinin tahriki ile bir takım olaylara sebebiyet verirlerse, birçok olay da birbirlerini tamamlayarak zincirleme gelişirse Türkiye ne hale gelir. Türkiye’nin batmasını isteyen insanlar bu yangından, bu felaketten memnun kalır. Türkiye’de istikrar olsun, evlatlarımız paramparça olmasın düşüncesinde olan insanlar da bu tedbirlerin alınmasını ister. Bu tedbirleri almak hangi yönde olacaksa onu yapsınlar ama biz bir konuda dikkat çekiyoruz. Biz parti olarak Mecliste temsil edildiğimiz vakit yapabileceklerimizi açıklıyoruz beyannameden çok. Sanıyorum af ile ilgili olarak da bir tasarı, çok yönlü bir tasarı verebiliriz. Ama Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi hayatı hayata geçtiğinde bunu yapacak unsurlar daha farklı olabilir” diye konuştu.
Çakıcı’yı ziyaretiyle ilgili olarak ise Bahçeli şöyle konuştu:
“Ben hastaneyi ziyaret ettim. Uzun yıllardır cezaevinde bulunan bir arkadaşımız hastalandığı için Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesine alınmış. Duyar duymaz ziyaretine gittim. Değişik cezaevlerinde ağır şartlarda mahkumiyet hayatı olan bir şahsiyet. Hastalığını ciddiye almak ve gerekli tedbirleri geliştirmek lazım. Orada doktor arkadaşlardan aldığım bilgiye göre elden gelen gayret gösteriliyor ama hastalığın ciddi olduğu ifade ediliyor. Dikkate almak lazım.”
Çakıcı’yı ziyaret ettiği için yapılan eleştirilere ise Bahçeli, “Selahattin Demirtaş kadar suçlu değil canım. Beş tane siyasi parti kuyruk oldu, dışarı çıkarmak için gayret gösteriyorlar. Yani onlar tartışılmıyor da Alaaddin Bey niye tartışılıyor? Biz Alaaddin Bey ile beraber kader kurbanlarını da gündeme getiriyoruz. Alaaddin Bey’in bir yönüyle vatan millet için verdiği mücadeleler var. Bilen bilir. Devleti yönetenler de bilir, başkaları da bilir. Şimdi devlete ihanet edenleri adaylık için cezaevinden alacaksın, rahatsızlığı nedeniyle önemli sıkıntılar çekmeye başlamış bir şahsı cezaevinde mahkum tutacaksın” cevabını verdi. (İHA)