T.C.
Yargıtay
19. Hukuk Dairesi
E: 2016/3948 K: 2016/12760 K.T.: 29.09.2016
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR: Davacı vekili, dava dışı… isimli şahsın müvekkil iş yerinde belli bir süre çalışıp ayrıldığını, ayrıldıktan sonra, davalı bankanın müvekkili şirkete… İcra Müdürlüğü’nün 2012/1054-1052 esas numaralı dosya alacaklarının tahsili için başlatılan takipte 1. 2. 3. haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini, süresinde müvekkil şirket yetkililerince itiraz edilmediğini, asıl borçlu ….’nun ihbarname tebliğ tarihlerinde davacı şirketin yanında işçi olarak çalışmadığını, doğmuş, doğacak hak ve alacağının bulunmadığını ileri sürerek, müvekkili şirketin davalı bankaya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili bankanın borçlusu …kartı ve kredi borcunun ödenmemesi sebebiyle icra takipleri başlatıldığını, borçlunun … kayıtlarında mevcut işyeri olan davacı şirkete haciz ihbarnameleri gönderildiğini, davacı tarafından itirazda bulunulmadığını ve davanın süresinde açılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre, borçlu …’un iddia edildiği gibi takip işlemleri sırasında şirkette çalışmadığı ve şirketten de bir alacağının olduğunun tespit edilemediği, davacının takip borçlusuna borçlu olmadığını ispatladığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
…. İcra Müdürlüğü’nün 2012/1054 sayılı ve 2012/1052 sayılı icra dosyasında 3. haciz ihbarnamelerinin davacı şirkete 12.11.2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. İİK’nın 89/3. maddesi uyarınca 3. haciz ihbarnamesine karşı açılacak menfi tespit davasının 3. haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içinde açılması zorunludur.
Hal böyle olunca davanın 27.05.2013 tarihinde açıldığı ve hak düşürücü süre yönünden reddi gerekirken hukuki tavsifte hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istenmesi halinde iadesine, 29/09/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.