BİR ARSA MUAMMASI
Avukatın Günlüğü

BİR ARSA MUAMMASI

 

Yaklaşık on sene önce yurt dışında yaşayan, çifte vatandaş statüsünde bir gurbetçimiz yine bir başka arkadaşımızın referansı ile geldi. Bu kişi izinli olarak ülkeye gelir ve arsasına da bakmak ister. Arsaya geldiğinde üzerinde inşaat başladığını görür. Tabiri caizse tapulu mülküne gecekondu kondurulmamış, mülkiyet de el değiştirmiştir. Zor bir süreçtir. Neyse, ben hikayeye baştan başlayayım.

                Dostumuz, müvekkilimiz yurt dışında çalışırken, tasarrufunu değerlendirmek ister. Yine yakın arkadaşı olan bir emlakçının da yardımcı olması ile bir arsa satın alır. Ancak, o sırada kendisi yurt dışındadır. Parayı gönderir, gerçekten samimi ve dürüst olan emlakçı arkadaşı da bu arsanın bedelini öder. Ancak, tapuda belirli bir süreyle devir yasağı vardır. Kısıtlılık söz konusudur. Bunun üzerine emlakçı, tapu devri olmayınca, kendi lehine noterden satış vaadi yaptırır ve tapuya da şerh koydurur. Önemli bir emniyet sağlanmıştır.

                Dışardan izne gelen müvekkil, tapu devri olmayınca emlakçı arkadaşı, taşınmazın satış vaadini bu kez de müvekkilin eşi üzerine yapar. Bugün şehrin çok değerli mevkiinde olan arsa, o zaman Antalya’nın çok kenar bir mevkiindedir. Arsa uzun yıllar bekletilir. Çeyrek asırdan fazla zaman geçer. Müvekkil uzun yıllardan sonra yurda dönmek, Türkiye’de yatırım yapmak, önemli projelere imza da atmak istemektedir. Bu nedenle arsasını satarak, ek sermaye de oluşturmayı planlar. Ardından internet ortamında kimi ilanlar verir. Yurt dışında bulunurken verdiği ilanlara çeşitli başvurular olur. Bunlardan birisinin teklifi iyidir ve kişi, müvekkilden her türlü taşınmaz bilgilerini alır. Arsanın ilk alım tarihinden itibaren geçen hikayesini, vakıaları, tapu ve noterlik bilgilerini, her şeyi öğrenir. Çok hızlı gelişen bir durum vardır. Müvekkil alıcı adayına; taşınmazın çok yaşlı bir kişiye ait olduğunu, Türkiye’nin bir ilinin, küçük bir ilçesinde, köyünde yaşadığını tüm ayrıntıları ile anlatır. Çünkü, çeşitli kereler Türkiye’ye izin ve tatil amaçlı geldiğinde arsanın ilk malikini ziyaret etmiş kimi hediyeler de takdim etmiştir.

Bir müddet sessizlik olur, ardından iletişim kesilir.

İşte bu dönemde çok hızlı gelişmeler müvekkilin bilgisi  dışında cereyan etmiştir. Gurbetçi müvekkilden bilgileri toplayan alıcı, harekete geçmiştir. Her ne kadar çok uzun yıllar önce parası ödenmiş, noterlikten satış vaadi ile alım olmuş ise de tapu halen ilk malik adına kayıtlıdır. Kısıtlılık kalkmış olsa da, tapu devri henüz yapılmamıştır. Alıcı adayı çok hızlı topladığı bilgilerden sonra, yaşlı ve arsanın ilk maliki olan köylü vatandaşı arar ve O’na, gurbetçinin adını söyleyerek, kendisinin gurbetçi müvekkil olduğunu söyler ve devamla “Önceden verilen vekaletin süresi geçmiş, onu yenilememiz gerekiyor..” der. Ardından bir adamını göndereceğini söyler. Bir kişi yaşlı olan ilk malike gider, kimi hediyeleri de beraberinde götürerek, yaşlı olan ilk maliki ilçede bir notere götürerek vekalet alır, vekaleti hileyle  aldıktan sonra, hemen satış araştırmasına geçer. Birçok kişi ile görüşür. Bunlardan birisi ise gurbetçinin arsayı almasına yardımcı olan emlakçıyı çok iyi tanımaktadır.  Arsanın ilk alımını sağlayan emlakçı ile de görüşür. Tabii o ise, hayır orası satılmıyor, satılsa benim bilmem gerekir, der. Antalya’ya giden bu kişi araştırmaları ve satma gayretini, satış öncesi gereken rayiç değeri almak için belediyeye gider, belediyede tanıştığı, sütçülük de yapan bir kişiye arsayı söyler, sütçü de hile ile vekalet alan şahsı, daha aktif ve profesyonel bir emlakçıya götürür, işte o emlakçı da bir müşteri bulur. Müşteri, Antalya’ya sonradan doğu illerinden göç etmiş bir müteahhittir. Sütçü, emlakçı, alıcı ve hile ile vekalet alan kişiler anlaşır ve tapuya devir için giderler. Tapuda satış vaadi şerhi olduğu, bunun kaldırılması istenir. Ancak hile ile alınan vekalette bu yetki yoktur.

Tüm ekip tekrar ilk malik yaşlı kişiye giderler, eski vekalet iptal ettirilir ve hile ile alınan vekaletteki vekil ilk kişi azil edilir. Yeni vekalet düzenlenir. Vekil, alıcı olan müteahhit olarak düzenlenir, ayrıca satış vaadi şerhinin de kaldırılması yetkisi ilave edilir. Bu vekalet ile de Antalya’ya dönülür. Satış gerçekleşir. Müteahhit aldığı ruhsat ile inşaata başlar. İnşaat tam başlamış ve hızla devam ederken, gurbetçi müvekkil tatile gelmiştir. İnşaatı görür. Hafiye gibi çalışsa da netice hiç alamaz.

İşte bu noktada tarafımıza gelir. Bana gönderen ise arsayı ona ilk temin eden emlakçıdır. Üniversite yıllarından ortak noktalarımız olan kişidir bu emlakçı.

Zor bir konudur. Emlakçıya dava açılacağı, ancak davada kendisinin de diğer bir kısım kişilerle birlikte davalı gösterilmesi gerektiği söylenir. Dava devam ederken, bina biter, iskan alınır. Çok uzun bir süreçten sonra, dava öncelikle kaybedilir. Temyiz aşamasında bozulan karar, tekrar görülür, bu kez gurbetçi lehine sonuçlanır. Yine yüksek yargıya giden bir süreç ve karar kesinleşir. Gurbetçi bir arsa dava etmiş, koca bir binanın tümünün mülkiyetini kazanmıştır. Tabii bu hadisenin cezai boyutu da ayrı bir süreçtir. Bu noktadan sonraki süreç ile cezai boyut ayrı bir anlatım konusu olacaktır.

 

Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Avrupa Konseyi’nden Osman Kavala Kararı
Avrupa Konseyi’nden Osman Kavala Kararı
Benzin ve Motorin Fiyatlarına Zam
Benzin ve Motorin Fiyatlarına Zam