Araç Değer Kaybı ve İstenilme Yöntemi
Türkiye İstatistik Kurumu açıklamalarına göre trafik kazalarında yüzde doksan maddi hasar meydana gelmektedir. Oluşan trafik kazaları ise; ölümlü, yaralamalı ve maddi hasarlı olabilmektedir. Maddi hasarlı trafik kazalarında kazaya karışan araçların sürücüleri, kolluk güçlerini (polis ya da jandarma) çağırmadan kendi aralarında kaza tespit tutanağı tanzim edebilirler. Maddi hasarlı trafik kazası neticesinde taraflar tutanak tutulması konusunda anlaşmaya varamadıklarında, kesinlikle polis veya jandarma ile iletişime geçerek trafik kaza tutanağının tutulmasını sağlamaları mutlak surette kendi menfaatleri gereğidir. Kaza tespit tutanağı tutulmadığında, zorunlu mali mesuliyet sigortası (trafik sigortası) ve ihtiyari sigorta (kasko) ile aracın tamiri ya da perte çıkartılması zorlaşır. Trafik kazasında aracı hasar gören sürücülerin araçları kusursuz olmak şartıyla diğer aracın trafik sigortasından, diğer aracın trafik sigortası olmaması durumunda ise kusursuz aracın kaskosu tarafından karşılanmaktadır. Daha sonra ödeme yapan kasko şirketi de kusurlu aracın sürücü ve malikine rücu edebilmektedir. Hasar gören araç yetkili servis tarafından onarılmakta ve gerekli hasarlı parçalar yerine orijinalleri takılmaktadır.
Araçtaki hasar hem uzmanlarca görülmekte, hem de tramer kayıtlarına da işlenmektedir. Kaza yapmış bir aracın ikinci el piyasada kaza öncesi değerinin altında satılması da bir realite olmaktadır. Hatta bazı önemli kazalarda alıcı dahi bulunamaması söz konusu da olabilmektedir.
İşte bu durumda mağdur olan kusursuz araç sahibi, aracında kazadan doğan değer kaybını, kaza nedeniyle kusurlu araç sürücüsünden talep edebilmektedir. Adliyelerde açılan bu dava türüne de “araç değer kaybı” denilmektedir. Değer kaybı uzman bilirkişiler vasıtasıyla belirlenmekte ve mahkemeler de o doğrultuda karar vermektedir.
Değer kaybı hesabında kimi kıstaslar şöyle belirtilebilir:
Araç değer kaybı hesaplanacak aracın;
* Hasar geçmişi ve niteliği
* Kilometresi
* Marka ve model bilgisi, aracın donanımı,
* Aracın yaşı/Üretim yılı
* Kaza öncesi nakit değeri
*Trafiğe çıkış tarihi
**Onarım yeri,
**Hasarlanma şekli,
**Plastik parça istisnaları vb. pek çok faktör dikkate alınarak hesaplama yapılmaktadır.
Örneğin bir araç kaza yapmış ve boyanmış ise, ikinci kazada yine boyanacaksa, bu durumda değer kaybı olmamaktadır, ancak yeni parça değişmesi bir değer kaybı unsuru olabilmektedir. Bir örnek vermek istersek, ikinci el piyasa değeri 100.000 TL. olan bir araç park halindeyken bir aracın gelip çarptığını düşünelim. Araçta 25.000 TL. tutarlı bir hasar olmuş ise, yetkili bir serviste araç tamir edilecek, parçalar değişecektir, yine bu süre zarfında araç kiralamak gerekecektir, araç onarılsa da TRAMER üzerinde hasar kaydı böylece işlenmişte olacaktır. Araç satılırken eksper, bu doğrultuda bilgi ve rapor verecektir, böylece aracın piyasa rayiç bedelinde düşme olacak, aynı marka, model ve teknik donanımda bulunan kazasız bir aracın bedelinden daha az bir değere sahip olacaktır. Araç belki de 90.000 TL. edecektir. İşte aradaki 10.000 TL.’de aracın değer kaybı olacaktır. Böyle bir kaza ve onarım süreci sonrasında ise, kazaya neden olan aracın sürücüsüne, sürücü ile ruhsat sahibi farklı kimseler olduğu takdirde her ikisine birlikte müteselsilen sorumlu tutulmaları istenerek araç değer kaybı tazminatı davası açılabilecektir..
Bu davalar Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılabilmekte, kazanın olduğu yer veya davalının ikametgahının bulunduğu yerde de açılabilmektedir.
Araç Değer Kaybını Talep Edebilme Şartları:
1. Araçta Değer Kaybı oluşturacak maddi hasarın meydana gelmiş olması,
2. Meydana gelen kazada %100 kusurlu bulunmuş olmamak,
3. Kazanın son 2 yıl içerisinde meydana gelmiş olması.