T.C.
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi
E: 2018/1227 K: 2018/2189 K.T.: 01.03.2018
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
TMSF’ye devrolunan … Bank A.Ş. ile dava dışı … arasında imzalanan 03/02/1997 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi çerçevesinde borçlu tarafından müşterek borç ve müteselsil kefalet altına girildiği, … Bank tarafından 26/02/1998 tarihinde mevcut borç nedeniyle hesap kat ihtarnamesi keşide edilerek 27/02/1998 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, alacağın daha sonra TMSF’ye, adı geçen tarafından da RCT Varlık Yönetim A.Ş’ye temlik olunduğu, RCT Varlık Yönetim A.Ş tarafından söz konusu alacak nedeniyle 27/06/2013 tarihinde borçlu aleyhine icra takibine başlandığı, borçlunun süresinde icra müdürlüğüne borçlu olmadığından ve borcun zamanaşımına uğradığından bahisle borca ve tüm ferilerine itirazda bulunduğu, alacaklı tarafından itirazın kaldırılması talebiyle icra mahkemesine yapılan başvurunun; mahkemece; uyuşmazlığa konu edilen alacağın TMSF’nin batık bankaların hâkim ortak, yönetici ve bunların eş ve çocuklarından olan alacağı niteliğinde olmadığı ve fon alacağı sayılamayacağı, genel kredi sözleşmesine dayanan özel hukuk kaynaklı bir alacak olduğu ve bu nedenle yirmi yıllık zamanaşımı süresine tâbi olmadığı, sözleşmeden kaynaklanan alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Takibin dayanağı kredi sözleşmesi olup, olayda, borcun muaccel olduğu tarih itibariyle uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 125. maddesi (6098 sayılı TBK’nın 598 maddesi) uyarınca 10 yıllık zamanaşımı söz konusudur.12/12/2003 tarihli 5020 sayılı Kanun’un 27. maddesiyle 4389 sayılı Bankalar Kanunu’na eklenen ve 26/12/2003 tarihinde yürürlüğe giren ek 3. maddeyle fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde, zamanaşımı süresi yirmi yıl olarak öngörülmüştür. Aynı kural, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 141. maddesinde de benimsenmiş olup, anılan maddede “Bu kanundan kaynaklanan Fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi 20 yıldır” hükmüne yer verilmiştir.Nitekim, 5411 sayılı Kanun’un geçici 16. maddesinde; “Bu kanun ile Fon alacağının tahsili bakımından yarar görülerek zamanaşımı ve diğer konularda Fon lehine getirilen hükümler makable şamildir” düzenlemesi yer almakta iken; anılan maddede yer alan ”zamanaşımı” sözcüğü Anayasa Mahkemesi’nin 04.06.2014 tarih ve 2014/85-103 sayılı kararıyla iptal edilmiş ve söz konusu kararın, 12.09.2014 tarihinde 29117 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla iptal hükmü yürürlüğe girmiştir.Bu durumda, Anayasa Mahkemesi’nin sözü edilen kararıyla TMSF lehine getirilen yirmi yıllık zamanaşımı süresinin geçmişe etkili olacağına yönelik düzenleme iptal edilmiş bulunmaktadır. Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilen geçici 16. maddenin yürürlük tarihi olan 01.11.2005 tarihinden önce, alacaklı … Bank A.Ş.’nin ihtarname keşide ve tebliğ ederek borcu muaccel hale getirdiği hususu dikkate alınarak, Fon lehine getirilen zamanaşımı düzenlemesinin uygulanma olanağı bulunmadığından zamanaşımının yirmi yıl olduğunun kabulü de mümkün olmayacaktır.
Buna göre, ihtarnamenin borçluya tebliğ tarihi olan 27/02/1998 tarihinden, takip tarihi olan 27/06/2013’e kadar 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçmesi nedeniyle itirazın kaldırılması talebinin reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nın 366. ve HUMK’un 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 31,40 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.