Çevrenize dikkat ederseniz kimilerinin “sureti haktan göründükleri” ve sürekli başkalarının hastalıkları ve zor durumlarını (hassaten) öne çıkardıklarını görürsünüz. Ardından da “acıma” duygularını belirtirler, insanları ölümlerden, hastalıklardan haberdar ederler, organizasyon yaparlar. İlgili kişinin arzu etmeyeceği fotoğraflarını, kişisel bilgilerini bile paylaşırlar. Bu kimseler ise başkalarının mutluluklarını, başarılarını görmezden gelirler. Birinin mutlu ve memnun olmasından sıkıntı duyar, ancak başkasının sefaleti huzur verir onlara…Örneğin kendisi zayıflayamıyorsa herkesin kilo almasını ister, kendisi zengin olamıyorsa herkesin fakirleşmesini arzularlar. Bunun gibi binlercesi…
Hasetlik bir süre sonra kişilikte yıkıcı etki yapmaya başlar umutsuz, değersiz, çaresiz hissettirir.
Hasetlik her zaman aşağılık bir duygudur ve en kötü duyguları da peşinden sürükler. Hasetlik istem dışı yanlış yapmaya, sinsice zarar vermeye de yol açar.
Bu yüzden hasetliği memnun etmeye yönelik her türlü çaba boştur. Hasetlik ekonomik ve kültürel olarak az gelişmiş ülkelerde daha yoğun olmaktadır. Özenti ve gösteriş toplumlarında yaygındır. Hayatın anlamını idrak edememiş, makama ve güce itibar edilen toplumlarda daha yaygındır. Türkiye’de bu durum için maalesef uygundur.
Bu toplumlarda kişiler haset edilmekten hem korkar hem de haset edilmesini arzu ederler. Örneğin komşusu araç alır, emanet aldıklarını ya da sıfır olmadığını söyler, öte yandan en lüks eşyalar ile evi döşer yine haset eden komşuları çağırıp onların hasetliğinden keyif alınır. Zengin de olunsa sosyete mensubu da olunsa bu durum beyinlerin az gelişmişliğidir.
Hasetten korkarız dedik ve bu kaygının önüne geçmek için farklı alternatifler ararız, nazar boncuğu taktırırız, kurşun döktürürüz. Göze gelmemesini isteriz.
İcat çıkarma, iş çıkarma, bu da tutmaz, o düşündüğün işler uğraşma…Bende yok sende de olmasın. Olumsuz ket vurma doğal bir davranış biçimidir sanki…
Gelin görün ki hep başkaları hasettir kimse haset olduğunu kabullenmez. ne yazık ki sindirilen, konuşulabilen, kabul görmeyen bir duygu olduğu için bastırmak ve kişiyi daha fazla yakmasına fırsat verilen bir duygudur.
Haset karakterin bitmeyen arzuları olunca haliyle mutluluğa erişmesi de çok mümkün olmamaktadır. Hep savaştığı birileri vardır çevresinde madalyonun öteki yüzünde kendi duyguları ile savaşsa da kabul etmesi ve bu duygular ile mücadele etmesi zor bir süreçtir.
“Kıskançlık onda var bende de olsun, haset bende yok onda da olmasın.” duygusudur.
Haset yoklukla uzlaşır…
Kur’an-ı Kerimin Felak suresinde; De ki: “Yarattığı şeylerin kötülüğünden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin kötülüğünden, düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden, haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım.”
Yine islam peygamberi bu konuda: “Sizden önceki toplumların derdi size de bulaştı: Haset ve kin kin beslemek kökten kazıyan şeydir. Allah’a yemin ederim ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız Size birbirinizi seveceğiniz bir şeyi haber vereyim mi? Aranızda selamı yayın ” Diye buyurur… (Tirmizi; Huccetü’l İslam İmam Gazali, İhya’u Ulum’id-din, 3 cilt).
Biri anlatır: “Kadın yatalak ve yatağında yıllardır yatıyor, kendisine benden bir isteğin var mı diye sordum. Evet senden bir isteğim var dedi, nedir isteğin dediğimde kulaklarıma inanamadım.”
Bana; “Şu dolabın içinde bir şişe olduğunu, şişenin içinde de zehir olduğunu söyledi. O şişenin içinde olan zehir ile komşusu olan dul kadının ineğini zehirleyerek öldürmemi istedi benden…”
Ben kendisine; “Sen benden de kötüsün dedim, oysaki o komşun her gün o ineği sağar, sütünden bir kısmını getirip sana içirir ve sen öyle yaşarsın, o inek olmasa ve komşun o ineğin sütünü sana içirmese, sen acından ölüp gidersin dediğim de ise bana daha ilginç bir cevap verdi. Bana o inek ölsün, komşum ineksiz kalsın ben ölsem de fark etmez.”
Hasetlik, dürüstlüğü ve samimiyeti ortadan kaldırır. Çok tehlikeli hastalıktan daha tehlikelidir. Bunun çözümü zordur elbette…Bunun için olumsuzlukları ve acıları paylaşmayı azaltıp, başarı ve mutlulukları paylaşmayı çoğaltmak, helalleşmek ve yüzleşmek, kibirden uzaklaşmak ve uzmandan yakın destek almak olabilir…