Mahkeme 14/12/2023 tarihinde “ön inceleme duruşması” yapar. İki sayfaya yakın tutanakta şu cümleler de yazılıdır: “Davacının iddiası özetle; Ankara İli, ……… parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan …… numaralı bağımsız bölümlerdeki davalılar adına kayıtlı olan payların üzerine olağan üstü kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle davacı adına kayıt ve tescili talepli tapu iptal ve tescil davası olduğu anlaşıldı.”
Bu duruşmaya mesleğe çok yeni başlayan bir avukat katılmıştır. Bu yazılanlar üzerine davacı taraf kimi beyanlarını havi dilekçe yazar. Dilekçede şu cümleler yer alır:
“14/12/2023 tarihli duruşma tutanağına, ‘kazandırıcı zaman aşımı’ olarak sehven bir ibare yazılmıştır. TARAFIMIZIN ‘DAVA DİLEKÇESİNDE’, ‘CEVABA CEVAP’ DİLEKÇESİNDE VE ÇOK SAYIDA SUNDUĞUMUZ ‘BEYAN LEKÇELERİ’NİN HİÇ BİRİSİNDE ‘KAZANDIRICI ZAMAN AŞIMI’ KAVRAMI BULUNMAMAKTADIR. ÇOK AÇIK OLARAK RESMİ SÖZLEŞME İLE (DAVALILAR TARAFINDAN) DAVACIYA VERİLMESİ ZORUNLU OLAN VE ZİLYETLİĞİ DE ÇEYREK ASIRDAN UZUN SÜREDİR DAVACIDA OLAN, BAĞIMSIZ BÖLÜMDEKİ, (DİĞER DAVA DIŞI TÜM ORTAKLARIN PAYLARINI DAVACIYA RESMİ SÖZLEŞME GEREĞİ DEVİR ETMELERİNE RAĞMEN), DAVALILARIN, DEVİR ETMELERİ GEREKEN HİSSELERİ DEVİR ETMEMESİ NEDENİYLE BU DAVA AÇILMIŞTIR.”
Bu tutanak ve dilekçe, emekli bir Yüksek Yargı Mensubunun sözlerini hatırlattı. Şunları söylemişti: “Öncelikle hakimlerin okur yazar olmaları gerekir (!), Hakimlerin çok bilgili olması hiç gerekli değildir. Muhakeme yeteneği olan, analitik düşünen, empati ve sorumluluk sahibi, çalışkan, meraklı ve araştırmayı seven nitelikte olmalıdır hakim…” demişti ve eklemişti; “Bir çekişme gelince iyi şekilde ve sorumluluk duygusu ile araştıran hakim, bir sonraki benzer durum için fazlaca çalışmayacaktır”. Bunların yanında bir de hakimin adalet duygusunu hayatının merkezine alması, dünyanın en büyük zenginliğinin adil bir karar olduğuna inanmasını eklemekte yanlış olmasa gerektir.
Kısaca yukarıdaki yoruma hak verilmez mi? Bir davanın 5-10-20 yıl sürmesine adalet denilir mi? “Geciken adalet adalet değildir.” Dava bir celsede bitmelidir. Eğer uzman görüşüne ihtiyaç olur ise bir veya iki celse daha uzar ve bir yıldan kısa sürede biter. Şimdi ilk duruşma için bir yıldan fazla süre verilen, iki duruşma arası bir yıla yakın olan örnekler çok. Yani en önemli sorunlardan birinin karar verenlerin yetersizliği ve kifayetsizliği de bir realite olarak karşımıza çıkmakta…