Tapu işlemleri belediyelere ve vergi dairelerine bildirilmektedir. Madem belediyeye bildirilmekte; o halde (emlak vergisi noktasında) mükellefiyet oluşturmak, ya da mükellefiyetin sonlanması, online bilgi aktarımı sonrasında niçin otomatik olarak ve resen gerçekleşmesin? Tapu Ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS) fonsiyonlarından birisi “…Türkiye genelinde Tapu ve Kadastro kayıtlarının bilgisayar ortamına aktarılarak tüm faaliyetlerin bilgisayar sistemi üzerinden yürütülmesi, böylece gerek özel, gerekse kamu taşınmaz mallarının etkin biçimde takip ve kontrolünün sağlanmasıdır…” Yine bir diğer TAKBİS fonksiyonu “…Bazen özel ve tüzel kişilere ait mal varlıklarının yetkili makamlarca araştırılma gereği duyulmaktadır. Vergi denetimleri, kara para ile mücadele, haksız kazanç elde edilmesinin önlenmesi, yatırım teşviklerinde yeterlilik araştırılması, proje planlamaları gibi nedenlerle TAKBİS in sahip olacağı mülkiyete ilişkin bilgilerin sorgulanmasına ihtiyaç duyulduğunda klasik usullerle ülke sathında faaliyet gösteren birimlerimizden yazılı araştırma yapılmakta bu da uzun bir zaman almakta ve bilginin eskimesine yol açmaktadır. TAKBİS ile bu işlem çok kısa zamanda güvenilir ve güncel olarak temin edilebilecektir….” Şeklinde tanımlanmaktadır. TAKBİS ile T.C.Kimlik numarası ile tüm vatandaşların kayıtlarına derhal ulaşılmaktadır. İşte TAKBİS kayıtları doğrudan niçin emlak vergisi mükellefiyet kayıtları olmasın? Her tedavül ile de online bildirim sonucu mükellefiyet değişsin, oluşsun veya son bulsun. Bu mümkün ve medeni bir uygulama değil midir, zor mudur bunu yapmak?
1319 Sayılı Emlak Vergisi Kanunun 1. Maddesi “Türkiye sınırları içinde bulunan binalar bu kanun hükümlerine göre Bina Vergisine tabidir.” Şeklindedir. Aynı Kanunun 3. Maddesi ise “Bina Vergisini, binanın maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa binaya malik gibi tasarruf edenler öder. Bir binaya paylı mülkiyet halinde malik olanlar, hisseleri oranında mükelleftirler. Elbirliği mülkiyette malikler vergiden müteselsilen sorumlu olurlar.” Biçiminde mükellefleri tanımlamıştır. İlgili Yasanın 23. Maddesi’nde ise; Emlak Vergisi Bildiriminde Bulunma Sürelerinden söz etmektedir. Emlak Vergisi Kanunu’nun 33’üncü maddesinde (8 numaralı fıkra hariç) yazılı vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması halinde, değişikliğin vuku bulduğu bütçe yılı içerisinde emlak’ın bulunduğu yerdeki ilgili belediyeye verilir. Bu haller bütçe yılının son üç ayı içinde vuku bulduğu takdirde bildirim, olayın vuku bulduğu tarihten itibaren üç ay içinde verilir. Bilindiği gibi, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 32’nci maddesinde, bildirimin süresinde verilmemesi halinde, vergi idarece tarh edilir. İdarece tarhiyata her yıla ilişkin vergi değerinin, 29. madde hükmü dikkate alınarak hesaplanacağı, aynı Kanunun 37. maddesinde ise, bu kanun hükümleri saklı kalmak şartıyla, bu kanuna göre alınacak vergiler hakkında 213 sayılı Vergi Usül Kanunu ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Diğer yandan, aynı kanunun 352/1. maddesinde, vergi ve harç beyannamelerinin süresinde verilmemesinin 1. derece usulsüzlük cezasının kesilmesini gerekli kılacağı hükmüne yer verilmektedir.
Tüm yukarıda sunulan mevzuat hükümlerinden anlaşılan şudur: Bir gayrimenkulü iktisap eden kişi ilgili belediyeye giderek emlak vergisi için beyanname verecektir. Beyanname taşınmaz yıl içinde alınmış ise; ilgili yılın sonuna kadar, yılın son üç ayı içerisinde iktisap edilmiş ise iktisap tarihinden itibaren üç ay içerisinde beyanname verilmek gerekecektir. Beyannamenin verilmemesi durumunda da usulsüzlük cezası yaptırımı ile karşı karşıya kalınacaktır. Bu türden bir beyanname için Belediyelere gidilmesi, işgücü ve ciddi zaman kayıplarına da neden olacak ve birden fazla nüfus cüzdanı, tapu örneği gibi belgelerin de temini gerekecektir.
Bu hususa son vermek, merkezi ve yerel idarelerin daha verimli çalışmasını sağlamak, mükelleflerin de işgücü ve zaman kayıplarını önlemek için çok basit çözüm yolu vardır: Bilindiği gibi Tapu Sicil Müdürlükleri her türlü işlemlerde ilgililerin T.C. Kimlik numaralarını, nüfus ve adres bilgilerini almakta ve beyan değerinin üzerinden de gerekli harçları almaktadırlar. Tüm bu bilgiler de bilgisayar ortamında kaydedilmektedir. Bu bilgilerin işlemin tekemmül etmesinden sonra ve ilgili memurun dahi inisiyatifi olmadan ilave edilecek küçük bir yazılım eklentisi ile ilgili Belediyeye otomatik olarak online gönderilmesi ve belediyede de yine görevlilerin ilave bir işlem yapmadan verilen bilgilerin otomatik olarak aktarılarak doğrudan kişilerin mükellef yapılmaları sağlanabilir. Bu işlemler görüldüğü gibi kendiliğinden olmaktadır. Tapu Müdürlükleri otomasyona geçmiştir. Tüm tapu bilgileri bilgisayar ortamında tutulmaktadır. T.C. Kimlik numaralarına dayalı olarak kişilerin tüm tapu kayıtları; Tapu Ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS) sistemi ile kayıt altına alınmıştır. Bu durum yukarıdaki önerimizi desteklemektedir. Özünde vatandaşın beyanname verme yükümlülüğünü ortadan kaldırmak ve herkesin mükellef olmasını sağlamaktır esas olan…
Bu durum ne sağlar: Beyanname vermedeki usulsüzlük cezası kavramı ortadan kalkar, beyannameler anında – tapudaki tasarruf ile birlikte – ilgili belediyeye ulaşır, mükellef olmayan vatandaş kalmaz, ülke vatandaşlarının ve belediye görevlilerinin işgücü ve ciddi zaman kayıplarının önüne geçilir, kırtasiye ve kağıt tasarrufu sağlanır, yine ilgililerin tapuda gösterdikleri değerin altında beyan vermemelerinin önüne geçilir. Doğru bilgilerin idarelere intikali sağlanır. En önemlisi de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı layık olduğu hizmet kalitesine ulaşır, devlete ve kamu düzenine güven ve saygı artar. Kişiler de vatandaşlık numarası ile doğrudan internet ortamında T.C. kimlik numaraları ile vergi sicil numarasını öğrenerek (ki T.C numaralarının doğrudan emlak vergisi sicil numarası olması da ayrıca bir kolaylıktır) vergi borcunu da internet ve diğer vasıtalarla yine belediyelere gitmeden ödeyebilirler. Bu hususta derhal bir mevzuat değişikliğine gidilmesi ve konunun çözümlenmesi Türkiye Cumhuriyeti devleti ve vatandaşlarına yakışacaktır. Tapuda yapılacak herhangi bir işlem öncesi belediyelerden rayiç değer istenirken de vergi borcu olmadığı yazısı da alınarak vergi borcu da kapatılmış olacaktır. Böylece satış yapan kişinin belediyelere gitmesi gibi uğraş ortadan kalkacak, belediyelerin beyannameler konusundaki sürekli hatalarının da önüne geçilmiş olacaktır.
H.Erdal DEMİR