T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1994/6-213
K. 1994/259
T. 27.4.1994
• TAHLİYE DAVASI ( Kira Parasının Ödenmemesinden Mütevellit Temerrüt Nedeniyle Tahliye İstenilmesi )
• TEMERRÜT NEDİNİYLE TAHLİYE ( Kira Bedellerinin Ödenmesi Konusunda Yapılan Taleplerin ve Temerrüt İhtarının Sonuçsuz Kalması Durumunda Tahliye Davası Açılması )
• KİRA PARASININ ÖDENMEMESİ SEBEBİYLE İHTAR ( Kira Bedellerinin Ödenmesi Konusunda Yapılan İhbarın ve Temerrüt İhtarının Sonuçsuz Kalması Durumunda Tahliye Davası Açılması )
• HUSUMET ( Temerrüt Sebebine Dayalı Tahliye Davasını Kiralayanın Açmasının Gerekmesi )
• DAVA HAKKI ( Kiralayan Durumunda Olmayan Malikin veya Kiralananı Sonradan İktisap Eden Kimsenin Önceden Kiracıya İhbar Göndererek Paranın Ödenmesinin İstenilmesi Sonuçsuz Kalırsa İhtar Çekmesi )
818/m.260
ÖZET : B.K. 260. maddesi uyarınca temerrüt sebebine dayalı tahliye davasını kiralayanın
açması gerekir. Kiralayan durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden kimsenin önceden kiracıya ihbar göndererek malik olduğunu kira bedellerinin bundan sonra kendisine ödenmesini istemesi bu sonuçsuz kalırsa şartlara haiz temerrüt ihtarı tebliğ ettirmesi ondan sonra dava açması gerekir. Dava hakkına ilişkin bu hususun mahkemece kendiliğinden gözetilmesi icabeder. Kiracıya tebliğ edilen ihtarın yasal şartları taşıması istenen kira parasının muaccel olması ve bu kira bedelinin en az verilen 30 günlük süre içinde ödenmemiş olması gerekir. Kira parası götürülüp kiralayanın ayağında ödenmesi gereken borçlardan olduğundan ona götürülerek elden verilmesi veya masrafı kiracıya ait olmak şartıyla konutta ödemeli olarak gönderilmesi gerekir. Buna uygun olmayan ödemeler yasal değildir. Ancak buna aykırı bir ödeme teamülü taraflar arasında yerleşmişse ona uygun ödeme de geçerli sayılır. Kiracı veya kiralayanın temerrüdü bu esaslara göre çözümlenir.
DAVA : Taraflar arasındaki tahliye davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kartal 1. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 22.7-1993 gün ve 418-686 sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 8.11.1993 gün ve 11111-11437 sayılı ilamı ile ; ( …B.K.260. maddesi uyarınca temerrüt sebebine dayalı tahliye davasını kiralayanın açması gerekir. Kiralayan durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden kimsenin önceden kiracıya ihbar göndererek malik olduğunu kira bedellerinin bundan sonra kendisine ödenmesini istemesi bu sonuçsuz kalırsa şartlara haiz temerrüt ihtarı tebliğ ettirmesi ondan sonra dava açması gerekir. Dava hakkına ilişkin bu hususun mahkemece kendiliğinden gözetilmesi icabeder. Kiracıya tebliğ edilen ihtarın yasal şartları taşıması istenen kira parasının muaccel olması ve bu kira bedelinin en az verilen 30 günlük süre içinde ödenmemiş olması gerekir. Kira parası götürülüp kiralayanın ayağında ödenmesi gereken borçlardan olduğundan ona götürülerek elden verilmesi veya masrafı kiracıya ait olmak şartıyla konutta ödemeli olarak gönderilmesi gerekir. Buna uygun olmayan ödemeler yasal değildir. Ancak buna aykırı bir ödeme teamülü taraflar arasında yerleşmişse ona uygun ödeme de geçerli sayılır. Kiracı veya kiralayanın temerrüdü bu esaslara göre çözümlenir.
Olayımızda; davacı bizzat keşide ettiği temerrüt ihtarnamesine dayanmamış alacak isteğiyle ilgili icra tabikindeki ödeme emrine dayanarak bu davayı açmıştır. Kartal 3.İcra Müdürlüğünün 1993/324 esas sayılı icra takibinin asıl dayanağını teşkil eden 2.3.1993 tarihli takip talepnamesi sadece alacak istemine ilişkindir ve haciz yolu ile takip istenmiştir. O talepnamede tahliye istemi mevcut değildir. Bu sebeple icraca keşide edilen ödeme emrinde ödemenin yapılmaması halinde tahliye istenebileceğine ilişkin uyarının bir dayanağı bulunmamaktadır. Hal böyle ölünce davanın dayanağı ölen ihtarnamenin yasal unsurları taşıdığı kabul edilemeyeceğinden davanın reddi icabeder; Bundan zuhul edilerek kabulü şekilde karar verilmesi hatalıdır… )gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonun da; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 27.4.1994 gününde oybirliği ile karar verildi.