Erdoğan’ın konuşmasının satırbaşları şöyle:
Bugün siz genç kardeşlerimle bir kez daha kucaklaşmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bugün burada bizleri bir araya getiren TÜGVA’ya teşekkür ediyorum. Kurulduğu günden beri TÜGVA’yı çok yakından takip ediyorum. Adeta kendisiyle yarışıyor. 81 vilayetimizde tesis edilen temsilcilikle vatan sathının tamamında örgütleniyor.
Dünya üzerinde iyiye ve güzele dair ne varsa savunan bir neslin ülkemize, hatta bütün insanlığa kazandırılması için gayret gösteriyoruz. Bizim arzumuz bu ülke gençliğinin elinde molotofla, silahla değil; kalemle, bilgisayarla dolaşan bir nesil olmasıdır. Siz böyle bir neslin çekirdeğisiniz. Bu öyle bir gençlik olmalı ki, hangi siyasi görüşe sahip olursa olsun okumalı, araştırmalı, sorgulamalı, zihnini birilerine kiraya vermemeli.
Adam profesör ama kiracı. Ondan bir şey olmaz. Onlarla ilgili Peyami Safa’nın bir tespiti var ama bu ifadeyi kullanmak istemem. Diploma avcılığı yapan değil; ilim ve hikmet peşinde koşan, ahlakı hayatına miğfer yapan bir nesil hayal ediyoruz. Pusulası olmayan aklın varacağı yer buhrandır.
Ülke ve bölge olarak kritik bir dönemden geçiyoruz. Sizler bu genç yaşınızda kimi zaman yürek yaralayıcı olsa da tarihin bu dönüm noktasına şahitlik ediyorsunuz. Kimi Avrupa ülkelerinin vicdanlarını nasıl iptal ettiklerini görüyoruz. Eşrefi mahlukat olan insana ruh katan ne kadar ilke varsa hepsinin içinin boşaltıldığı günler yaşıyoruz.
EY KILIÇDAROĞLU O GECE ATATÜRK HAVALİMANI’NDAN KAÇIYORDUN
15 Temmuz gecesi F-16’lar, tankların karşısında yılmayan gençler vardı. Ama Kılıçdaroğlu sen neredeydin, Atatürk Havalimanı’nda kaçıyordun. Biz seninle Atatürk Havalimanı’nda buluşabilirdik ama yok. O yoktu. Neymiş. Bakırköy’e gitmiş. Destan yazan gençliği karşımda görüyorum, destan yazacak gençliği karşımda görüyorum. Milletimiz o gece can verdi ama namusunu çiğnetmedi. Milletimiz tankların altında ezildi, helikopter ateşi altında can verdi. Ama namusunu çiğnetmedi. Şimdi ben Safiye kardeşinizi unutabilir miyim? Elinde silahla duran alçağın üzerine gidişini unutabilir miyim? Yılmadı, üzerine gitti.